Perşembe, Şubat 26

Simdi de ders calisamiyorum;





ama bu seferki sorunum biraz farkli...

Nasil birakip da gidicem ben bu kizi?!

Bruksel'de son gun

Yarin sabah Istanbul yolcusuyum.. 12 gun kaliyorum, tam hesapladim - hatta 11,5 gun tam olarak. Yine gorecek bir suru insan, gidilecek bir suru yer, yenilecek bir suru yemek.. Yanimda biraz ders de goturuyorum, umarim arada calisacak zaman bulabilirim. Kendimi annemin ellerine birakicam ders calisabilmek icin :) O bu konuda doktora sahibi bir insan ne de olsa!

Artik adet oldugu uzere Meloshtan biraz haber vereyim. Biz bu aralar aksamlari planet earth izliyoruz perdede, Melosh'ta yanimiza gelip o da izliyor, bizonlar, kuslar, penguenler falan.. Gozlerini perdeye dikip takilip kaliyor. Acaba bir sey anliyor mu bilemiyorum ama, butun aksami bizle geciriyor en azindan. Nazli kizimiz icin ne gerekiyorsa yapiyoruz biz de.

Dun tezim ile ilgili olarak bruksel'deki onemli iki gazeteciyle uzun uzun gorustum. cok guzel fikirler verdiler bana, cok faydalari oldu. keyfim yerine geldi, motivasyonum acayip artti. Donunce tam gaz teze basliyorum artik!

Bugun Bruksel'deki son gunumdu. Burdan Gamze diye bir arkadasimla bulusup gezdik bugun sehir merkezinde. Resimdeki de unlu St. Katherine meydani. Cok guzel dukkanlar var burda. Ama icimdeki alisveris aski oldu galiba, aylardir tek aldigim sey yargici'dan bir etek. O yuzden sasirtici bir sekilde vitrinlere bakip bakip bir sey begenemeden geziyorum - hayirdir insallah hayirdir insallah. Bakalim, belki kara talihimi turkiyedeyken yikarim.

Salı, Şubat 24

arz talep

Meloshun artan hayran kitlesinin istegi uzerine iste yeni resimler...
Burda Melosh ve sari topunu goruyorsunuz. Bu en sevdigi oyuncagi kendisinin. Bazen gecenin bir yarisi bile kendinden gecip bunla oynamaya baslayabiliyor, o yuzden geceleri saklamak zorunda kaliyoruz bu topu. Burda ise kendisi topunu korurken goruluyor.

Burda da minik kedimizin keyif kosesini goruyorsunuz. Kendisinin gununun ve gecesinin cogu burda kendine bakim yapmakla geciyor.. Iste o anlardan birinden kareler...



Pazartesi, Şubat 23

oscarlar


Sabah uyanip merakla Oskarlara baktım. Cogunu Slumdog Millionaire aldiğını gördüm. Biz cuma aksami izlemistik o filmi, cok begenmistik, ama bana oscarlarda benjamin button daha guclu gibi gelmisti. Sanki slumdog millionaire biraz fazla karisik, biraz fazla yabanciydi. Benjamin button benim izledigim en masalsi filmlerden biriydi. Slumdog millionaire'in almasina sevindim odulleri, ama Benjamin button'un hakki biraz yenmis gibi geldi bana. Sadece 2 oscar, bir tanesi de en iyi makyaj - saka mi bu?

Dun de Bruksel'de bile gosterime girmis olan Recep Ivedik 2'yi izlemeye gittik. Tabi ki cok gulduk :) ilk haftasinda 2,5 milyon gise yapan bir film. Inanmasi guc. Etraf 4-10 yas arasi cocuk doluydu. Cocuklar icin cok uygun bir film mi bilemiyorum. korumaci yanim boyle diyor. Ozgurlukcu yanim da zaten o cocuklar her seyin farkinda, filmden ogrenmiyorlar ki si*tir demeyi diyor. Benim cocugum olsa goturmezdim herhalde diye buyuk bir laf edicem simdi, sonradan cikacak aheste aheste ya neyse... Gerci bir de su var, Recep Ivedik turkiye'de cok buyuk bir reklam karakteri. Cocuklarin da en sevdigi sey reklamlar. E boyle de olunca, hayir filmini izleyemezsin demek biraz sacma oluyor.

eminim yine her yerde elestirenler vardir, aman ne seviyesiz, ne sacma, ne abuk espirirler.. Ama dusununce, bizim kulturumuzde cok normallesmis bir sey kufur eden ve de gaz cikartan adama gulmek. Hatirlayiniz, inek saban - essogluessek, ya da o cuma aksamlari televizyonda program yapan adamin skeci gazman.. O yuzden de 2,5 milyon giseye sasiranlara sasiriyorum. 2. filmin senaryosu biraz daha iyi. Baya komik yerler var filmde. Bos bos ekrana bakip gulmek isterseniz gidin eglenin. ama yok cok kasar beni, ay ne seviyesiz falan diye dusnuyorsaniz hic gidip caninizi sikmayin derim.

Cuma, Şubat 20

dunya gercekten de minnacik bir yer


Biz ucaklara binip ordan oraya saatlerce ucuyoruz falan ama, hepsi bos seyler bunlarin. Bugun bir arkadasimin arkadasiyla bulustum oglen yemeginde. burdaki tubitak ofisinde gorevli olarak gelmis kisa bir sureligine. Guzel bir oglen yemegi yedik o ve bir arkadasiyla. Yemekten sonra da beni ofise davet ettiler kahve icmek icin. Yukari ciktigimda ise orda calisan baska insanlarla da tanistim.

Bir tanesi, inanmiyorum, diyerek bana dogru yurumeye basladi. ilk taniyamadim ama, ben gozde yazliktan, diyince hemen tanidim ben de. En son orta ikiden orta uce gectigim yaz gormustum onu gulluk'te. simdi Bruksel'e tasin, aradan o kadar yil gecsin, hayatinda ilk defa tanistigin biriyle ogle yemegine gittikten sonra alakasiz bir ofiste karsilas. Cok gulduk ikimiz de. Meger burda okumus ve de burali biriyle evliymis. Diyorum ya, dunya gercekten de kucucuk, insanin nerde kimle karsilasacagi hic belli olmuyor...

Perşembe, Şubat 19

Bugun kimseye ulasamiyorum


Bugun cok garip bir gun, kimi arasam ulasamiyorum, telefonlar sus esyasi misali, oyle bir gun iste.

Yapacak islerin listesi uzun:
utu
camasir
bulasik
ders - okudugum kitaptaki bir bolumu daha bitirme
yemek (aksam icin, ne yesem ne yesem)
spor
commune'u arayip randevu al

Spora birazdan gidicem. Diger isleri de yemekteyiz izlerken yapmayi dusunuyorum..

Melosh evde bir on cam, bir arka cam gezinip duruyor. Disariyi izlemek en buyuk eglencesi. Bahar olunca tasma ile gezdirmeyi dusunuyorum kendilerini, bakalim kabul edecek mi tasma takmayi. Bizim cicos cok severdi gencken. Meloshun huyunu daha tam cozemedim.

Evde olunca gunler cok siradan geciyor, ve de garip bir sekilde hem yavas hem de hizli. Sabah kalkinca sanki gun bir turlu gecmeyecek gibi hissediyorum; ama sonra bir bakiyorum saat 4:30 oluvermis, yemek yapmaya baslamak lazim. Ev hanimi olmak bana hep keyifli bir sey gibi gelirdi, ama oyle degilmis gercekten de - zor bir seymis, su iki aylik ev hanimligi denememde bunu anladim. Calismak, giyinip disari cikmak, is ortami falan insanin havasini degistiriveriyor. Obur turlu evde butun gun pijamayla dolasma dongusune giriveriyorsun.

Yarin ise epey hareketli bir gun bekliyor beni. Ortaokuldan bir arkadasimin universiteden bir arkadasi gecici bir sureligine Bruksel'e gelmis. Yarin onunla ogle yemegi yiyecegim. Aksam da meksika yemegi ustune Slumdog Millionaire. Calismasam bile cumalari cok seviyorum!

Bu arada, turkiye biletimi de aldim, gidis Istanbul, donus ankara, tam 13 gun. Herkesi, her seyi gorme hevesim var. Bizim evin esyalari yenilendi, ve de yenilenmeye devam ediyor, annemle cok isimiz var. 27 subat'i heyecanla bekliyorum. Tek icime sinmeyen meloshu o kadar sure birakacak olmam... Sekerim kedin var mi derdin var..

Çarşamba, Şubat 18

2. veteriner gezimiz


Meloshu bu sabah yine kutuya koyup veterinere goturdum. Malum biyiklarinin orda ufak bir yara olusmustu. Doktor bunun kesinlikle ringworm olmadigini soyledi ozel bir isikla baktiktan sonra. Burnundaki enfeksiyondan dolayi olusmus bir yara olabilecegini soyledi. Bir igne yapti, bir ilac ve kren yazdi her gun kullanmamiz icin. Bu ilac ve krem isleri zor ama Meloshun iyilesmesi icin ne gerekiyorsa yapacagiz tabi.

Bu aksam meloshun 3 yasindaki bir hayrani bizi ziyarete gidiyor, meloshun daha haberi yok tabi... Bizde haberler boyle bugun, pek bir sey yok.

Salı, Şubat 17

Nazar


Minik meloshumuza nazar degdirdik sanirim.. Agzinin uzerinde, biyiklarinin ciktigi yerde bir sorun var. Yara gibi degil, cunku acimiyor sanirim, kendisi rahat rahat dokunuyor, biz yaklasinca oraya kacmiyor, ama rengi koyu - sanki morarmis gibi ve de sanirim biraz tuy kaybi da var..

Birazdan veteriner'i arayip randevu almam gerekecek. Aslinda birkac gundur olan bir sorun bu, izlemedeydik, ama internette yaptigim kucuk capli bir arastirma bunun kedilerde cok sik gorulen ve ringworm denen bir cilt hastaligiyla inanilmaz benzerligini ortaya cikardi. Aslinda ilac alerjisi de olabilir okuduklarima gore, ama ben yine de emin olmak istiyorum. Yani oyle olumcul bir sey falan degil bu ringworm, tedavisi kolay, ama ilerlemeden veterinere gosterin yaziyordu okudugum web sitelerinde.
Yarin bizi ufak bir veteriner gezintisi daha bekliyor sanirim. Yazik bizim minik meloshumuza..

Perşembe, Şubat 12

nerdeyse haftasonu

Melosh melosh diye baslicam ben yine, gormemisin bir kedisi olmus misaliyim, farkindayim, biraz daha alisayim Melosh 2. plana atilacak soz.. Ama simdilik varsa yoksa o!

Bugun melosh ile veteriner'e gittik. Aysegul serisine benzedi: melosh veterinerde. Tasima kabina koymak beni cok korkutuyordu, ama inanilmaz bir sekilde cok kolay koyuverdim kutuya, kapagaini da kapadim, bir avuc da mama attim icine, benim hazirlanmami beklerken tikir tikir yemegini yedi. Hatta bitirdi ve biraz daha istedi :) Cok uysal bir kedi bu, aman nazar degmesin. Kutuyu taktim koluma, gittik veterinere. Yuruyerek gittik, yolda kaldirim temizleme araci biraz canimizi siksa da sorunsuz bir sekilde vardik. Veteriner biraz bekletti bizi, melosh da uzun uzun oralari inceledi bu arada.

10 dakika falan sonra girdik doktorun yanina. Cok tatli bir adamdi. Melosh ismini merak etti - anlattim, merakli melahat falan - cok hosuna gitti. Miss curious oldu adi bizim meloshun. Melosh hanim kurt ve pireler icin omuz aralarina 2 ayda bir surulecek bir jel tedavisine basladi. Burnu ve gozlerinde akinti icin de bir antibiotik ignesi oldu. bir de doktor goz ve burun cevresine papatya cayini sogutup onu surmemizi onerdi, cok iyi gelirmis. Gerci onu nasil yapacaksak.. Butun bunlar olurken de kucagimdaydi kendisi. ilk basta biraz dirense de sonradan uslu uslu bekledi. Her sey bitince de kendiliginden kutusuna girip miyavlamaya basladi gidelim diye. Hayran hayran onu izledim ben de. Bizim cicoshtan sonra bu melosh tam bir kanatsiz melek.

Yuruye yuruye eve geldik. Donus yolunda cok daha keyifliydi, merakli merakli disarlari inceledi, yanimizdan gezenler bize gulumsedi. Sonra eve geldik, kutusunu actik ve sanki hicbir sey olmamis gibi gidip camin onune cikip disarlari izlemeye devam etti. Doktor sagliginin gayet iyi oldugunu soyledi. Yasini sordu, 2 yasinda dediler dedim, olabilir, 2 yas civarlarinda gibi dedi. dislerine bakip anliyorlar sanirim. bu maceramiz da boyle bitti. bahar gelsin, meloshu tasma takip yakindaki parka goturucem gezsin diye - disarlarda olmak cok hosuna gidecek gibi - kutunun icinde gezinti bile hosuna gitti..

Çarşamba, Şubat 11

Melosh'lu gunler...


Melosumuz bize alisti iyice, bugun onu veterinere goturmeye calisicam, bir iki ufak saglik problemi var, bir de genel bir bakimdan gecsin istiyorum. Bakalim kutusuna sokabilecek miyim :)

Meloshun adi merakli melahatten geliyor - kendisi tam bir merakli melahat. Ayrica da hic kin duygusu yok bu kedinin, cok komik, bir sey yapiyorum mesela, kaciyor, 15 saniye sonra meee-losh diye sesleniyorum, hemen kosa kosa geliyor.. Cok tatli bir kiz, su saglik dertlerimiz de hallolsun, iyice rahat edelim.



Pazartesi, Şubat 9

isim-siz kedimizle yasamak


Kedimiz bize git gide alisiyor gibi. Ben su anda masada oturup bunlari yazarken o da yandan, kanepeden beni izliyor. Artik yatak altina kacma huyu iyice azaldi gibi. Dun gece ilk defa tuvaletine kis ve kakasini yapti - ki bu ne kadar onemli bir seydi anlatamam. Geldiginden beri su icmis, yemek yemis ama hic tuvalete gitmemisti, huzursuz huzursuz dolasiyordu etrafta, neyse ki o sorunu hallettik.

Bir de su aralar en buyuk korkusu sadece 3 daire olan apartmanimiza birinin gelmesi. merdivenlerde ses duyunca falan hemen yatak altina kaciveriyor.. Neyse, telkin edince hemen cikiyor, bu da iyi bir sey.

Su anki en onemli isimiz acilen bu kediye bir isim bulmamiz.
Benim aklimda birkac isim var aslinda: fistik, sisi, pitiricik.
dun gelen arkadaslarimizdan birinin onerisi kapris'ti, ki aslinda kedimizin karakterini tanidigimiz kadariyla biraz yansitiyor gibi. Bakalim, bu minik kizin adi ne olacak?

Pazar, Şubat 8

iste bizim minik kiz




su aralar deneme suresindeyiz, isinma turlari yapiyoruz - o yuzden tam da sahiplenemiyorum, icimde hep bir gidecek korkusu..

Ama iste bizim kucuk kiz, buyrun

Cuma, Şubat 6

cuma aksami programi..

Bugun cuma! Eskiden olsa ay ne heyecanli olurdum bu saatlerde (saat 3:46 su anda, isten cikmaya az kalmis olurdu, ya da coktan cikmis olurdum, off off) Simdi isim yok, evdeyim, cumalarin tadi kalmadi pek :) bir guzel yani sevgilimin yarin ise gitmeyecek olmasi! Yarina yapacak cok issimiz var. Liste yapma hastaligim oldugundan, ve de tabiki ders calismamak icin elimden gelen her seye yapabilecegimden, oturup yarin yapacaklarimizin listesini yaptim. aynen iletiyorum:
- Ev icin alisveris (alisveris listem ayri, insanlari bunaltmamak adina ona girmicem:)
- IKEA'dan minik bufe, katlanan sandalye, kapakli cam saklama kabi
- Mechelen'de kedimizle tanismaya, hatta mumkunse almaya git!!!
(Kedinin ihtiyaclarini karsilamak icin pet shop!)
- Pazar gunku kahvalti icin borek pisir
- Spora git
- Ortuleri utule, masaya ser
- DERS CALIS
- Aksam parti, Park Savoy'da

Bugunun de programi yogun aslinda. Birazdan evden cikip daha dun gece uye oldugumuz spor salonuna gidicem. Yarim saat elliptical trainer'da vakit gecirmeyi dusunuyorum mumkunse, sonrasina da bakicaz. Ordan eve gelip hazirlanicam, metroya atlicam ve Arkadaslarla sinemanin orda bir seyler icez, sonrasinda da bizi the curious case of benjamin button bekliyor. Iki gundur kafam filmde, gerci bugun Fahir modern sabahlar'da pek begenmedigni soyledi filmi, ama bu bile yildiramaz beni, bakalim biz neler dusunucez...

Çarşamba, Şubat 4

burda 3 gundur kar yagiyor..

Yani aslinda tam olarak oyle degil, cunku kar demeye bin sahit ister - havadan bir seyler dusuyor, havada bir seyler ucusuyor, yagmur mu serpistiriyor falan gibi belirsizliklere neden olabilecek bir kar bu. ama yagiyor iste, o yuzden de evden cikasim pek yok.

Dun burda bizim eve cok yakin bir spor salonuna gittik, herhalde oraya uye olucaz, kucuktu - ama bana gereken butun aletler vardi ve de aksamlari grup dersleri de yapiyorlar, daha ne isteyim yani!

Onun disinda evdeyim yine. Ders calisma isleri yavas yavas ilerliyor diyelim. Yemek yapma konusunda ise inanilmaz yaraticiyim, hergun yeni bir seyler yapiyorum falan - ama tabi butun bunlarin asil nedeni ders calismamak! Ders calismayim de ne olursa olsun.

Bir de su aralar beni en heyecanlandiran seylerden biri de eve kedi alacak olmamiz. Ilk basta tatile giderken napicaz nolucak falan diye dusunuyorduk. Ama sonra dedim ki bu ne ya, yilda 3-5 kere tatile gidicez diye kedisiz mi kalicam! Artik yerlesik hayata gecmis yetiskinler olarak daha farkli dusunmemiz gerektigine karar verdim: ufacik bir kedinin sorumlulugundan korkmamamiz lazim bizim. Biraz arastirdim, cat sitterlar, pet hoteller dolu. En kotu oyle bir yere tatile gondeririz biz tatile gittigimizde, dunyanin sonu degil yani. Boyle dusununce her sey bir anda cok kolaylasti.

Cumartesi gunune randevu aldik, gidiyoruz. Bir hayvan barinagindan evlat edinicez. Benim favorilerim var aslinda, ama barinaktaki kadin oyle kafanizda bir kediyi sabitlemeden gelin, burda hayvanlarla bir tanisin, ondan sonra karar verin dedi. Heyecandan cumartesiyi nasil bekleyecegimi bilemiyorum. gunduzleri benimle evde kalacak minik bir arkadasim olacak. Simdilik hangisi olacak bilmiyorum, ama seceneklerimize burdan goz atabilirsiniz!

Pazartesi, Şubat 2

gidenlerin ardindan

Dedemi kaybedisimizin uzerinden 1 yil gecmis. Halamin telefonu ile uyanmistim o sabah, bekliyorduk, ama yine de insan zor kabulleniyor. Hele de onun kadar hayati seven birinin kaybini.

Dedecim, seni cok aniyoruz, cok ozluyoruz!