Cumartesi, Haziran 28

bana platonik bir ask hisseden timsah!



Yakinda gidecegimden ve de epey bir sure buraya bir sey yazamayacagimdan onceden yazmayi plaladigim seyleri bir an once yazayim istedim. Bu timsahin daha onceden cekmistim resmini, yaziyi yazmaya ancak zamanim oldu. Elimde yasemin cayim, kay's coffee adli kafede kucagimda bilgisayarim bir koltukta oturmus bir azdan bastiracak yagmurun gelisin bekliyorum bir yandan..

Bu timsah her sabah beni bekliyor ayni yerde, ve cok komiktir ki her gun isten cikip eve giderken de orda beni bekliyor oluyor. Galiba onceden de bahsetmistim kendisinden, ama resim cekmek kismet olmamisti. neyse iste buyrun, nasil yan yan beni suzuyor kendi gozlerinizle gorun!

Çarşamba, Haziran 25

Turkiye-Almanya

Gecen mac gibi bu sefer de cok heyecanliyim. Saatler kaldi ve benim simdiden icim icime sigmiyor. Gecen mac buraya yazmistim ve ugur olmustu. Umarim yine oyle olur. Takimimiz bu macta cok eksik oynayacak, ama umarim sans bizden yana olur! Su Almanlari yenip finale biz cikariz!!!


Gerci final heyecanini kaldirabilir miyim bilemiyorum...

Cumartesi, Haziran 21

iste bu beah!



Elim sakatlandi, sesim kisik..

Ama degdi, helal olsun bizim takima!

Cuma, Haziran 20

buyuk mac

Aslinda futbola cok merakli degilimdir. Oyle futbola merakli bir ailem de olmadigi icindir herhalde, takim falan da tutmam.. Ama dunya kupasi, avrupa sampiyansi falan gidi seyler beni cok heyecanlandiriyor..

Bircok maci izledik burda arkadaslarla, butun turkiye maclarinda heyecanlandik. Gecen mac zaten inanilmazdi, ilk yari bizi hasta eden takimimiz ikinci yarida kim tutar bizi diye sahlandikca biz de costuk!

Bugun de cok heyecanliyim, saat daha 10:30, burda macin baslamasina daha 4 saat var ama benim simdiden karnimda kelebekler ucusuyor resmen. Bu maci umarim alicaz. Gerci bu mactan sonra almanya ile oynicaz ve onlari yenebilecegimizi dusunmuyorum, ama bu macta umutluyum.

Hadi bakalim, kim tutar sizi!

Çarşamba, Haziran 18

spor cilginligim devam ediyor..


Bu aralar onceden yapmaya cok usendigim bir seyi yapiyorum - her gun spor yapiyorum, hatta bazen gunde iki kere. Eskiden spora gittigimde insanlara bakar, ben de alisinca boyle olucam - zevk alicam bir gun diye dusunurdum.. Oyle degilmis. Sor yapmak gercekten de hic zevkli degil. Hamster gibi bir aletin uzerine cikip gucunu tuketmeye calisiyorsun neticede. Ve de bu hala cok sacma geliyor bana. Gecen gun spor yaptigim bir arkadasim, adini vermiyim simdi burda :), cok akillica bir sey dedi. Burda bosa harcanan bu kadar enerji keske bir sekilde kullanilabilse. Gercekten de oyle, en azindan cep telefonumuzu falan sarj etsek. Ya da onu da gectim, kullandigimiz aletlerin elektrik oihtiyacini karsilasak falan.. Bunu bulan insan zengin olacak, eminim.

ama ne kadar sacma gelse de spor yapmak lazim, bunu da anliyorum. spor yaptikca cok daha enerjik, cok daha saglikli, cok daha neseliyim.. vucudum toparlaniyor, kaslarim gucleniyor. Eskiden uzerinde 10 dakika durduktan sonra bayilacak hale geldigim o eliptical trainer'de 30 dakika durmak bile bana bir sey demiyor. Ondan inip baska aletlere geciyorum. Kondisyonum artiyor, kalbimin guclendigine eminim. Kilo veremiyorum, ama artik cok da onemmli degil sanirim. Biraz verdim galiba. Simdi artik sadece spor icin spor yapmaya kararliyim. Daha saglikli ve dinc olmak icin.

Tabi yeni aldigim ayakkabilar da motivasyonumu etkiliyor.. Taban agrisi cekmemek ve de ayagini iyice koyuyan bir ayakkabi her seyi degistiyor.. Eskiden nike giyiyordum, ama simdi asics ile tanistim ve de gercekten inanilmaz ayakkabilar.

Patronumun da beni motive etmekteki etkisi inanilmaz bu arada. Kendisi maratoncu ve super atletik bir kadin. Her oglen 3 mil yuruyoruz, 4,5 kilometre oluyor bu. sonra da 13 kati inip cikip inip cikip hatta bazen bir kez daha inip cikiyoruz. Sonra da aksam eve gittikten sonra bir kez daha usenmeyip giyinip hazirlanip spora gidiyorum. Komik yani gitmeyi kendim istiyorum. Baska bir arkadasim, adini vermiyim, delirmeye basladigimi dusunuyor - ama insan kendindeki degisiklikleri gordukce daha da bir hevesleniyor..

Neyse, patronumun bana tavsiye ettigi bazi web siteleri var. Ben de buraya yazayim istedim..

Ne kadar kalori harcadiginizi ve de kilo vermek icin ne kadar harcamaniz gerektigini hesaplamak icin buraya,

Yaptiginiz aktivitelerin ne kadar kalori yakmanizi sagladigini gormek icin suraya

Ve de yuruduguuz mesafelerin ne kadar oldugunu google maps uzerinden olcmek - ve de kendinize yuruyus rotalari planlamak icin oraya bakin.

Yaz geliyor. Bikiniler goz aliyor. Sekle girmek gerekiyor! buyrun bir de burdan yakin :)

Pazartesi, Haziran 16

anne ve dayimin ayni anlardaki ameliyatlari

Bugun ilginc bir gun, cunku annem de dayim da hayatlarinda ilk defa ameliyat oluyorlar. Ameliyatlari ayni saatlerde. Ayni bolgeylle ilgili: boyun. Annem tiroid bezleriyle ilgili bir sorun yasadigindan, dayim da boyun fitigindan gereli ameliyatlari. Biri Istanbul, biri Ankara'da.

Zavalli anneannem, tam anneme bakmak icin ankara'ya bilet almisken, dayim da ameliyat olmasi gerektigini soyluyor. bir bakiyorlar ki ameliyatlar ayni gun. Anneannemin ucak bileti iptal. Anneme teyzesi bakiyor, anneannem de dayim ile Istanbul'da kaliyor.

Ameliyat olmak zor is. Ben de bundan 3 sene once Tunali'ya diye ciktim, ama apandist ameliyati olup o geceyi hastanede gecirdim.. dikisler, narkozdan ayilma falan cok sevimsiz seyler.. Ikisine de acil sifalar diliyorum!

bu aralar




bu aralar ders calismaliyim, ama gelinligime sigma sorunsali yasadigim icin aklim sadece sporda. Hem oglenleri, hem de aksamlari spor yapiyorum.. Carsamba tez hocamla bulusucam, ona bir seyler vermem gerekiyor..

Bu aralar en cok yaptigim seyleri ozetlemem gerekirse: kart oynamak, kays coffee'de ders calisma havalarinda geyik yapmak, spor yapmak, evde yemek yapip yayilmak, ders calismadigim icin daralmak..

iste boyle, umarim bu haftam daha iyi gecer. Iyi dileklerle basliyoruz

Cuma, Haziran 13

iki kadin...

O iki kadinin goruntulerini ben de izledim.. Cok da etkilendim aslinda, uzuldum, dusundum.. bu aralar her yerde bu konu tartisiliyor, takip ediyorum..

O iki kadin, ister severler ister sevmezler Ataturk'u.. Kendi bilecekleri sey. Benim icin cok sevilecek biri - ve bir kadin olarak su anda faydalandiklari bircok ozgurlugu onlara saglayan, baskici bir toplumu biraz daha kadin ozgurlugune yanastiran bir insan o - her seyi geciyorum, sirf bir kadin olarak bunun icin mutesekkirim ona..

O iki kadin boyle hissetmeyebilir.. Beyinleri yikanmis, cahiller, bir suru sey yaziliyor - bilmemne - hic girmicem o konulara.. Neyse ne, o iki kadin oyle hissediyordur, soylemislerdir - olabilir. Orasina diyecek bir seyim yok..

Anlamadigim, bir kadin olarak asla asla anlayamayacagim, kabul edemeyecegim sey ise Humeyni'yi seviyoruz diye gevrek gevrek konusmalari.. Sevdikleri adama bak!
Bir kadin olarak boyle bir seyi asla kabul edemiyorum.

Iran'li bir arkadasim var, burda doktora yapiyor - Iran'in ilk kadin blogger'i.. surekli blogu bloke ediliyor Iran'da, durmuyor, yeniden aciyor, yeniden yaziyor.. Kadin calismalari ve iletisim konularinda cifte doktora yapan biri bu.. O bana soruyor - Ataturk'u sevmeyip nasil Humeyni'yi seviyorlar diye.. Cevap veremiyorum. Humeyni'nin ulkesinden kacan bu kadin Ataturk'u cok seviyor.. Kendi ulkemin haline, kadinlarin sokulmaya calisildigi bu hale cok uzuluyorum..

Perşembe, Haziran 12

sehir ve arkadaslar...

Bu gece burdaki bazi kiz arkadaslarimla Sex and the city'yi izlemeye gittik sonunda.. Aslinda daha once gidecektik, geleli 2 hafta oldu - ama napalim, ancak vakit oldu.

Izlerken dusundum de, ben buyudugum sehri, birlikte buyudugum arkadaslarimi cok ozledim. Neyseki 20 gun sonra ordayim ve bir 10 gun geciricez birlikte - ben daha evli bir kadina donusmeden :)

Gerci ben de evli bir kadina donusunce cogunluk biz evli kadinlara mi gececek ne! Yasasin medeni hallerine gore insanlari kategorize etme :)

Salı, Haziran 10

yagmur bereketiyle gelir..

Gunlerdir, hatta haftalardir kuraklik cektigimiz Gainesville'imizde sonunda bugun iyi bir yagmur indirdi.. O kadar kuraklik vardi ki dun 2 tane orman yangini bile cikmisti.. O yuzden cok sevindim, ciceklerimde sulanacak, evimin onundeki cimler yeserecek.. Yagmuru sevmeyen ben yagmuru sever oldum - minicik bir bahce yetiyormus insana yagmuru sevdirmeye valla :)

Oyle bir yagmur ki, firtina - dolu da yagiyor aradi, disarisi kapkara oldu, kara bulutlar kapladi.. Neyse, ders calismak zorundayim, Kays coffee'de mahzur kaldik nasilsa.. Belki firsat bu firsat biraz is bitiririm...

Tezimin ilk 50 sayfasi hazir (gibi).. Biraz bir seyler daha eklemem lazim, ama bu haftanin sonunda hocalara verilecek hale gelecek sanirim! Bu hafta gecen haftalara gore ilham bey daha cok ziyaret etti beni, keyfim yerinde.

Bugun ise gitmedim, cunku arabama biraz bakim gerekiyordu.. On lambasi patlamis, onu yenilettim - bir de yagini degistirttim.. Hatta bu haftasoundan once bir de yikatayim, ici disi temizlensin istiyorum... Arabaya iyi bakmam lazim, birkac ay icinde saticam ne de olsa. Keske goturebilsem bruksel'e, arabami cok seviyorum. ama buyuk ihtimalle bana cok sorun cikartirdi, hicbir park yerine sigmazdi, benzinine param yetmezdi ve de yollarda cok zorlanirdim. en iyisi onu burda, ait oldugu yerde birakmak.. ben calismaya doneyim bari...

Perşembe, Haziran 5

turban konusu

Herhalde bu konu bizim ulkemizde hic bitmeyecek.. Zaten kadinlar ve kafalari! bu kadar kullanildikca bitmesine de imkan yok.

Anayasa mahkemesi sevgili hukumetimizin turbani universitelerde serbest birakan kararini iptal etmis.. Icimden gelen genel merkezlerine birkac kilo hint kinasi gondermek - soyle uzun sure cikmayan cinsten.

Bakalim simdi ne yapacaklar. Kesin hiper-demokratik hukumetimiz yani bir dahiyane cozum ve yasa degisikligi paketiyle ortaya cikar.. (Tabi yakinda kapatilmazlarsa :)

Çarşamba, Haziran 4

dis isleri...

Ben discilikte calismaya baslayali nerdeyse 2 yil oldu - ve ben daha yeni yeni dislerii yaptiriyorum..

Bir yandan ortodontik tedavi goruyorum, bir yandan disler temizleniyor, Turkiye'de goyya iyi disciler tarafindan yapilmis cakma dolgular yenileniyor, ve de.... dislerimi beyazlatacagim!!

Bizim Turkiye'deki disciler, ki kendimi kotu hissediyorum bunlari yazarken cunku hep cok iyi discilere gittim - gerek universitede profesor, gerek de ankara'da sosyetik - boyle agzina kamera sokup dolgu yaparken sana izlettirebileninden, ama gercelkten de bizim Turkiye'de bu dis isini yapamiyorlar, bilmiyorlar!

Burda dis temizletmeye gidiyorsun, disci degil - hygenist - apayri bir alan.. Hic gormedigim aletler, ultrasound'lu magic wandler, ozel bir yontemle taslari ve taretari temizleme.. Yani sanki hayartimda disim temizlenmemis - oyle hissettim kendimi. O kadar ozenli, o kadar dikkatli, hic oyle turkiye'deki gibi disleri kanirta kanirta - nerdeyse kirilacakmis gibi hissettiren turden degil yani.. Buralara gelene tavsiyem, disciye gidin alisverise degil - agziniz bayram etsin valla! Kardesim gelirse yazin onu goturucem, cocukcagiz disciden hep rahatsiz oluyor, gorsun bakalim disci nasil olur...

Bugun de disci randevum vardi. turkiye'de yapilmis dolgularii yeniledi, altlarina bakim falan yapti.. bir de sealant denilen bir sey var. boyle seffaf oje gibi, dislere suruyor ve de curume tehlikesi olan, hafif lekeler olusmus dislerin uzerini kapiyor, boylece daha fazla curumuyorlar... Bir de onu surdu dislerime.. Oooh, rahatim yani artik!

Bir de randevu aldim - dislerimi beyazlaticam.. Cok yeni cikan bir teknik varmis - boyle 2 saat falan suruyor, oyle gece mece agzina bir sey takmana, haftalarca surmesine gerek yokmus artik bu isin. Kadin 2 saatte hallederim dedi - ve de dislerim birkac ton acilacakmis.. Lekeler vardi, onlar da kaybolacak dedi.. Bakalim, 16sinda gidiyorum, artik uzun uzun anlatirim sonuclarini..

Dugunde bembeyaz dislerimle poz vericem artik! simdiden keyfim yerinde - uzun suredir yaptirmak istedigim bir seydi bu, cok heyecanliyim.

Bu yazi teze, spora ve dislerime ayirdim. disler nerdeyse bitti - ortodontik tedavimin sonuclari acayip! Tez - eh o yavas yavas toparlanacak. Spor ise son hizla devam ediyor.. Her oglen 3 mil yuruyorum, aksamlari da gym'e gidiyorum.. Tam amerikali oldum ciktim - kendime guluyorum....

Pazartesi, Haziran 2

ozlu sozler'e devam!

"Besides the noble art of getting things done, there is the noble art of leaving things undone. The wisdom of life consists in the elimination of non-essentials."

— Lin Yutang

spor aliskanligi


Burda bir arkadasimiz sirf spor yapma aliskanligi kazanmak icin kendini her gun spor salonuna surukluyor.. Amerikalilar bu isi o kadar iyi yapiyorlar ki - spor gunluk hayatlarinin bir parcasi.. Mesela biriyle kahve icmek istiyorsun, uzguum gym'e giddicem o saatte diyiveriyor..
biz turkler ise, spora gidecektim ama salla ya - nerde bulusuyoruz diyoruz genelde.. Iste spor yapma aliskanliginin onemi de burda ortaya cikiyor.. bu benim annemde cok takdir ettigim bir sey.. Sabah uyanir, 9'da usenmez giyinir sporuna gider.. Ben de ozene ozene bakar, yatmaya devam ederim tabii..

ancak yas ilerledikce yag yakmak, kas yapmak falan giderek zorlasiyor.. Benim de bir an once su spor yapma isii gunluk akisimin bir parcasi haline getirmem gerekiyor.. Bunun icin kendimi zorluyorum. spor manyagi patronuma gore kendime bir hedef koymali, mesela haftada 30 mil yapmak, ve bunu mutlaka uygulamaliyim! Iste bende o kadar kisisel disiplin olsa.. Ah keske..

Spor yapmak tek basima zor geldigi icin arkadaslarla cesitli faaliyetler yapiyoruz, yurume, bisiklete binme gibi.. Gecen hafta 20 mil falan yaptim sanirim.. Bu haftaki hedefim 30 mil, hadi bakalim... Kendime sans diliyorum :)