Cumartesi, Nisan 30

Eve donus!

Istanbul maceramiz sona erdi ve ben evime ve kedime kavustum! Dun melosh beni ilk gordugunde pek yuz vermedi ama sonra da yanimdan ayrilmadi :)

Evde biraktigim ciceklerin dondugumde ne durumda olacagi konusunda biraz endiseliydim. Onlar da gayet iyi durumdalardi. Toplam 5 litre falan su verdim ama - o kadar susuz kalmislar 5 gunde!

Orkidelerden biri bana surpriz yazmis ve acmisti! Yani tomurcuklar vardi ustunde ben gittigimde - ama su anda 1 acmis cicek ve toplam 17 tomurcuk var! Cok heyecanli...

Bir cins begonya olan bu cicegi ise gittigim Feslegen adli lokantada gordum - koklendirmek icin bir bardaga koymuslardi - ben de bunu bana verir misiniz, ben her yerde bu bitkiyi ariyorum dedim. Sagolsunlar verdiler :) Onlara bir benjamin buyutup goturecegim!

Iste boyle! Bugun annemler donuyor, onlari heyecanla bekliyorum. Pazartesi de kusenim ve sevgilisi geliyorlar Amerika'dan. onlarla da bir 4 gun gecirecegiz. Gayet heyecanli yani..

Cuma, Nisan 29

Social Media training!!

Bugun toplantımızın son günü ve sosyal medya kullanımı konusunda bir eğitim alıyoruz. Eğitimi veren bu tatlı adama biraz acıyorum çünkü nelerle uğraşmaları gerektiğini görseniz siz oturur ağlardınız!


Birçok yeni şey öğrendim. bu da ders için hazırladığım bir slideshare videosu :)

sectiğim ppt formatından dolayı biraz kayboldu - ama dünümün nasıl geçtiğini görebilirsiniz!!!



ha yapa yapa bunu mu yaptın diyebilirsiniz - ama 5 dakikada yaptım, naber :)

Perşembe, Nisan 28

jimmy 5 dakikaya evdeyiz darling!

Bloguma gelenlerin hangi sözcükleri yazıp geldikleri beni hep çok eglendiren bir konu olmuştur. Güldürmeye de devam ediyor! Dün biri başlıktaki cümleyi yazıp gelmiş bloguma, Jimmy'yi bulamamıştır herhalde.. napalım, kısmet!

Bir de cama gelen kedi yazıp gelmiş birisi. Cama kedi gelmesi için dışarı yemek bırakmak lazım. O zaman gelirler - denenmiş ve onaylanmıştır.

İstanbul'da hava çok uyuz. İlk gün ne kadar güneşli ve açıksa bugun de o kadar yağmurlu ve karanlık. Neyse, 3. günümüzdeyiz, yarın bitiyor toplantımız ve ben de eve dönecek olmaktan dolayı çok mutluyum!!!

Çarşamba, Nisan 27

istanbul güncesi

Bütün gün toplantıda oturup dnlemek hem beynimi hem de vücudumu yorsa da değişik bir yerde olmak güzel!

Dün gece çok eğlenceli bir akşam yemeği yedim çok eğlenceli insanların yaşadığı bir evde. Neler neler konuştuk, aileyi çekiştirdik, hayatlarımızdan bahsettik, ilişkileri konuştuk. Bir çiftten bahsederken trafik kazası denildiğinde ben de etraftaki birçok hayat trafik kazası gibi zaten dedim ben. Böyle diyince onların bir arkadaşı bana dönüp senin durumunu merak ediyorum deyince ben de ooo baştan trafik kazası dedim! Gecenin son repliği buydu sanırım:)

Sonra saate bir baktım, saat bir olmuş. ay benim gitmem lazım diyince de e burda yat sabah gidersin diyiverdilerdiler :)

Akşam anneanneme gidiyorum, dayımları da göreceğim. Ocak ayından beri görmemiştim. İyi olacak.

Melosh hanım babanemlerde yatakların altından çıkmıyormuş. Dedem onu kurdele ile oynatmaya çalışınca da daha da saklanıyormus. Hatta dün gece iyice abartıp televisyonun üzerinde uyumuş! Bir tek evde çalışan Burcu'yu seviyor diyor dedem.

2 gün kaldı Melom, dayan!

unutmamak için

böyle cool görseller yaratabilmek için:
http://www.fastcompany.com/1749649/5-infographics-tools-for-business

wordle

googllayın - cok acayip seyler yapılabiliyor. İşte benim blogumun görsel haritaları:

harita 1

harita 2

harita 3

Salı, Nisan 26

istanbul

bazı insanlar istanbul'u bir rüya gibi hayal ederken ben biraz daha şüpheyle yaklaşıyorum kendisine. 4 gün burdayız iş için. Bu akşam süper eğlenceli olacağını düşündüğüm bir akşam yemeğine davetliyim. Yarın da anneanneme gitmeyi düşünüyorum toplantı sonrası. Bir gece de toplantı ekibi ile yemek yiyeceğiz plana göre. Bütün gün toplantıda olmak biraz can sıkıcı olsa da dişimi sıkıyorum.

Melosh hanımda kaldı aklım. Kendisi babanem ve dedemde misafir bu hafta. genelde yatağın altında yatıyor ve anladığım kadarıyla bizim yaşlıları pek sevmiyor. Evde çalışan Burcu ile arası çok iyi neyseki, o gidince hemen saklandığı yatağın alttından çıkıp yanına koşuyormuş. Kedime babanemlerin baktığına inanamıyorum - babanem 5 yıl önce bile böyle bir şeye asla evet demezdi. alzeimer insana neler yaptırıyor... Keşke kedi onlarla biraz daha ilgilense de en azından oyalansalar. Bakalım, 3 gun daha birlikteler. sonra cumartesi sabahı kavuşuyoruz!!!

İstanbul'da taksimde olmak - ve kendini istanbul'un ortasında hissetmek çok güzel. Tadını çıkarmaya çalışacağım...

Cumartesi, Nisan 23

Erzurum anilari

Erzurumda bir gun kalmamiza ragmen her seyi gorucez diy kendimizi paraladigimiz icin ve butun gunu sokakta gecirigimiz icin hastalandim. simdi yatiyorum, dinleniyorum.. Canim yazi yazmak istemedigi icin Erzurum'dan fotograflar ekliyorum sadece. Cok guzel bir yer. biz 21 Nisan'da ordaydik - hava ruzgarli olmasina ragmen ilik ve gunesliydi. harika kayak yapilacak bir havaydi. zaten otelden de sabah kayak yapmak icin cikanlar vardi. nisan ortasinda kayak yapmak isteyenlere duyrulur!

Biz Erzurum Palandoken Dedeman Ski Resort'ta kaldik. Harika bir otelde, fiyatlari da gayet uygundu. Erzurum'da kalacak yer arayanlara oneririm.

Palandoken de nisanda bile kar var!

Erzurum'un sembolu olan Cift Minareler. Cok guzel bir Medrese, ama o kadar kotu bakiliyor ki insanin gordukce ici titriyor...

Tashan = takicilar carsisi

Medrese = mavi cinili kulesi inanilmaz guzel. tadilat oldugu icin icini gezemedik maalesef. Bir dahaki sefere artik...

Ataturk'un Erzurum'daki evindeki calisma odasi. Evi cok guzel bir muzeye donusturmusler.

Melosh hanimin arkadaslari




Ben camin disina kedi mamasi birakmaya baslayali beri melosh hanim bir populer, bir populer - mahallenin kedileri surekli onu ziyarete geliyor. Gerci kendisi cok arsiz. benim mama koydugum sokak kedilerini korkutmaya calisip duruyor. oyle komik bi boyle kollarini acip havaya ziplayip cama vuruyor. Cok komigime gidiyor o hali. Melosh beni cok gulduruyor!

Pazartesi, Nisan 18

cok yorgunum; cok yogunum!


Dun Istanbula uctum aksam bir is icin. gece 11de otel odama cikabildim, dustu, sacti derken saat 12 olmustu. sonra da Ayse Kulin'in Hayat adli kitabina takildim, hadi bir bolum bir bolum daha falan derken kitap biti. saat 2yi gecmisti. saat 6:30da uyanmistim. Hazirliklar, kahvalti, son gelismeler, trafik derken 9'a dogru Haydarpasadaydik. 2 saate yakin da orada acik havada kaldik, toren, gosteriler derken. Bir de ben yuz ustu ucunca acele acele etrafta kosusturucam derken - ay tam oldu. Kendi kendime gulerken yerde cocuklar gelip beni yerden kaldirdirlar.

Donus ucaginda uyumusum yorgunluktan. Gozumu bir actim, bizim patron da yanimda uyuyor..Eve geldim. Biraz dinleniyorum. Melosh bir geceyi yalniz gecirdi ve beni cok ozlemis ama ona ancak azicik bir ilgi gosterebildim ve uzandim biraz. 10 dakika sonra kalkip makyajimi tazeleyecegim ve Behzat C'ye oyuncu secen casting sirketine gidecegim. heyecanliyim. Bakalim nasil bir rol kapacagim :)

Carsamba aksami da Erzurum yolcusuyuz. persembe gecesi geri donecegiz. iste boyle bir hayat!

Cuma, Nisan 15

Lincoln Lawyer - Güneşin Karanlığında


Dün gece izledik. Tabiki de Matthew McCounaughey oyadığı için mükemmel bir filmdi. Tavsiye ederim!

Çarşamba, Nisan 13



Sabahtan ankara Universitesınde bir toplantıdaydık - Kurtuluştaki kampüste. Ne kadar güzel geldi bana orası, ne kadar sakin, ne kadar huzurlu - universitedeki gunlerimi mi özledim nedir bilemedim!

Salı, Nisan 12

Orkide bakim sanati


Kesinlikle bu konuda profesyonel degilim - oncelikle onu soyliyeyim. Ancak okuduklarim, arastirdiklarim, sonra da uzun deneme yanilmalarim sonucunda bu isin sirrini bulmus olabilirim diye dusunuyorum. Su ana kadar elimden 30dan fazla orkide gecmistir ve itiraf etmeliyim ki bunlarin 10a yakini telef oldu ve ben yeni yeni ogreniyorum nasil bakmam gerektigini.

Orkide bakimi konusunda bazi genelgecer gorusler var.

1. az isik alacak, direk isik almayacak.
simdi ben bunun tersini iddia ediyorum demeliyim. Ofistekiler direk ogleden sonra gunesi, evimdekiler ise uzun uzun sabah gunesi aliyorlar - ve bence bu minnolar gunese bayiliyorlar. O yuzden camin onune getirin o guzelleri. Birakin uzun uzun gunesin tadini cikarsin.

2. haftada bir su dolu bir kapta bir saat bekletmek uzere sulanir.
bu konuda da suphelerim var. Soyle - orkidelerin her zaman hafif nemli kalmasi lazim. Rutubet seviyorlar. Ofiste bir arkadasimiz bu kapta bekleterek sulama yontemini kullaniyor ve ayda 1 kez de o suya orkide costuran ekliyor. Ben ise haftada iki gun - mesela sali - persembe - bir turk kahvesi fincanin ucte biri - ya da takriben 2 corba kasigi kadar su veriyorum uzerinden. Herhangi bir cicegi sular gibi yani. Simdiye kadar bu yontemle bircok cicegi yeniden actirmayi basardim. Ben bu yontemi seviyorum. Ama suda bekletmek de ise yarayabiliyor.

3. her zaman dibinde biraz su birakin.
bu yontem cok abartilmadikca - cicek suyun icinde yuzmedikce - ise yariyor. surekli asagidan nem aliyor kokleri. ama deigim gibi, soyle yarim santim bir sudan bahsediyoruz. yarim bardak suyun icinde oturtursaniz curur zavallilar!

benim en onemli tavsiyem ilgi gostermeniz. Orkideler resmen ilgi bekleyen bitkiler. Koklerini, yapraklarini' filiz verdiklerinde filizlerini dikkatle incelemeniz onlari resmen motive ediyor. Ben her sabah ise gitmek icin hazirlanirken evdekilerin hepsini bir kere kontrol ediyorum. Yeni yaprak var mi, yeni kok var mi, yeni filiz var mi.. Bence bu kontroller motive ediyor onlari.

Bazen yapraklari dokuluyor orkidelerin. ya da alinca once cicekler sonra da yapraklar gidiyor. Bakiniz resim! Bu resimdeki orkidelerin birini oglen yemege gittigim bir lokantadan, digerini de ofisteki bir arkadasimdan aldim. Zavallilar :( Bunun nedeni ise fazla sulama. Once kokler kahvemsi ve boyle vicik vicik bir hal aliyor, sonra cicek varsa cicekler kuruyor, hatta tomurcuklar kuruyup dokuluyor, sonra da yapraklar pitir pitir kopuyor. Ofiste iki kisi daha bana bu haldeki orkidelerini getirecekler.

Ne yapmak lazim? Uzman olmamakla birlikte toprak degistirmek ise yariyor. Orkide topragi alip kurumus cicegi yeni topraga dikebiirsiniz. Saksisinin dibine soyle 2 sira cakil tasi dokerseniz koklerin nefes almasini ve suyun saksinin icinden rahatca cikmasini saglayabilirsiniz.

Orkide alirken dikkat edilmesi gerekenler ise soyle:
kokleri bol ve cagla yesili gibi bir renkte olsun. Kahverengi ya da sararmis kokleri olan orkideyi bosverin.
mumkunse iki tane dali olsun - daha cok ciceginiz olur ilerde
ciceklerinin azi acik ama cogu tomurcuk olsun
yapraklari cok acik ya da koyu olmasin - sararmis yapraklara dikkat!

Son tavsiyem ise - cok kotu bir hale bile gelmisse bakmaya devam edin. Ben surekli dukkanlardan, sokaklardan cope atilmak uzere kenara ayrilmis orkide topluyorum ve onlar sonra ne mucizelere donusuyor inanamazsiniz!

kitap siparişi

uzun süredir ajandamın içinde gezdirip durduğum bir okunacak kitaplar listem vardı. sonunda ilham geldi ve oturup onları sipariş ettim. Bu ilhamda Gaye'nin Kitap Ambarı ile ilgili yazdığı yazının da etkisi büyük tabi. Kitaplar hem indirimli - hem de belli bir ücreti aşınca kargo bedava. Yaşasın onlien alışveriş!

Simone De Beauvoir - Tüm İnsanlar Ölümlüdür
Ingeborg Bachmann - Malina
Virginia Woolf - Orlando / Toplu Eserleri 3
Georges Perec - Yaşam Kullanma Kılavuzu
Truman Capote - Bukelemunlar İçin Müzik
Mark Crick – Kafka'nın Çorbası
Thierry Paquot – Lükse Övgü
Laura Esquivel - Saklı Lezzetler
Hıfzı Topuz - Nişantaşı Anıları
Nazlı Eray - Frej Apartmanı'nın Esrarı

bizden haberler

Her eve geldiğimde hiç peşimden ayrılmayan melosh hanım dün kısacık bi süre yanıma uğrayıp sonra da pencerenin önüne geçip kedi arkadaşını beklemeye başladı. Bütün akşam bir sağa bir sola bakındı durdu camın önünde. Resmen içim acıdı. Arkadaşı gelsin diye kedi maması bile bıraktım camın önüne. Kedi gelip yemiş mamadan, melosh onu gördü mü bilemiyorum.. Sabah camla hiç ilgilenmiyordu ama. Bir yandan da seviniyorum, melosha bir heyecan oldu o kedi.

Öğrendim ki o cici suratlı kedi kazakistan büyükelçiliğinin kedisiymiş. Geceleri onu dışarı bırakıyorlarmış, sabah da içeri alıyorlarmış. Yani daha sık sık görüşecekler gibi bizim melo ile!

Ofisteki gelişmekte olan orkidelerin resimlerini buraya ekliyorum. Bu iki orkide de açmak üzere filizleniyor.. Yeni bir tane daha geldi bakım için, o da filizlenmiş durumda. İşi gücü bırakıp bir çiçekçi dükkanı mı açsam diye düşünmüyor değilim yani..

Bu arada, iki tane de o kadar kötü durumda orkide var ki artık onlar yaşar mı yaşamaz mı bilemiyorum - umudu kesmiyorum ama yani korku filmi gibiler, bir ara da onların resimlerini eklerim buraya...

p.s. orkidelerin filizlendikleri yerleri görmek istiyorsanız eğer üzerlerine tıklamanız ve resmin büyük haline bakmanız gerek :)

Pazartesi, Nisan 11

Botanik dünyamdan haberler

Beni tanıyan herkes artık orkidelere olan düşkünlüğümü öğrenmiş durumda. Ama ben o orkide alıp da sonra çürütüp atanlardan değilim - daha çok orkide kurtarıcısıyım ve hatta etrafta nerde ölen orkide varsa onları toplayıp hayata döndürüyorum. Evde şu anda bakmak için aldığım Ceren'in orkidesini de sayarsak 8 orkidem var. Toplam da 23 çiçeğim olmuş - geçen gün saydım ben de şaşırdım kaldım. Ne ara o kadar bitki taşınmış evime anlamadım.

Neyse, açmakta olan orkidelerime ödül olsun diye sabah resimlerini çektim ve blogumda yayınlıyorum. Açmayanlara da ders olsun - onlar da açsınlar, onların da resmini koyayım!


Melosh hanımın sokak kedileriyle münasebeti

Dün gecenin köründe Meloshdan garip sesler geliyordu uyandım. Ben ne oluyor kedi boğuluyor mu diye hemen fırladım yataktan. bir baktım camın dışında cici tipli bir kedi - ikisi camdan birbirine efeleniyor. Neyse ben oraya gidince kedi koşa koşa kaçtı. Sema Hanım'a sabah bunu anlattım - yorumu: sen yetmezsin anan gelsin demiş yani :)

Sabah melosh hala camın dışında bekliyordu. Bizimki bir efelenmiş bir efelenmiş - inanamazsınız!

Pazar, Nisan 10

akrep vs. istakoz!

Dun gece boyle sacma bir ruya gordum: bir teras katinda yasiyorum - benim bina bagli olan baska bir teras daha var - o terasta da iki daire var. Dairelerden birinin onunde cam bir fausta bir akrep yasiyor - yengec gibi kocaman, simsiyah. Hemen onun yanindaki dairenin balkon kapisinin onunde ise legen gibi bir kapta koyukahve bir istakoz. sanki iki dairenin arasinda bir husumet var ve ben ruyamda aaa onlar onlara misilleme yapmak icin istakoz almislar diye dusunuyorum!

Neyse' benim sevgili kardesim oguz bir gun bu akrebi kabindan cikarmis benim evime getiriyor. Ben koltukta oturuyorum, gelip uzerime birakiyor akrebi benim cigliklarima ragmen. Neyse babam kosup geliyor hemen, o sirada ben akrep nerde nerde o falan diye bagiriyorum. Bir bakiyoruz ki perdenin altinda camin uzerinde ilerliyor akrep. Neyse sonra babam bu akrebi uzerine bisey vurarak/bastirark ezip olduruyor. Olduruken de cok uzgun - o kadar direniyor ki cocuklar diyor. Sonra olen akrebi atiyor disari.Ben rahat bir nefes aliyorum..

Bu sabah melosh evde bir orumcekle oynuyordu. Orumcegi izliyor, arada bir de patisiyle uzerine bastiriyordu. Ben de orumcegi oldurdum. Hayat ruyalarin bir versiyonu mu acaba!

Perşembe, Nisan 7

yeni bir kelime!

yeni bir dünya.

Potansiyel potansiyel diye kulanıp duruyoruz biz.
Meğersem Türkçesi de varmış: gizil.

Kendimde daha doğru bir Türkçe konuşma gizili olduğuna inanıyorum.
Bütün bu kelimeleri unutmazsam tabi :)

günün sonu

Günü melosh ile birlikte kapatıyoruz. Bütün gün deliler gibi koşturan, iki dakika aynı yerde duramayan, hatta her fırsatını bulduğunda kapıdan apartmanın içine kaçan ve beni peşinden kat kat dolandıran sevgili melosh hanım gece olunca gelip bana yorganı açtırıyor ki içine girip bana sokulsun. Sarmaş dolaş ve biraz rahatsız bir uykuya dalma şekli aslında bu ikimiz için de, ama sırf onun o sokulgan haline değer!

Salı, Nisan 5

sabah keyfi

Sabah sabah melosh hanım super enerjikti, etrafta kosturdu durdu! Resmını bile cekemedim, o kadar hareketliydi ki.. Gülmekten öldürdü beni :) Sabah çiçeklerimi suladım, melosh da bana yardım ettı heyecanla. sulanan her çiçeği uzun uzun kokladı, kontrol etti. Kendisi evime neşe kattı. Sabahları onu bırakıp gitmek çok zoruma gidiyor!

Pazartesi, Nisan 4

turkce terimler konusunda cahilligim..

Amerika'da doktora yapip butun teorik terimleri de ingilizce ogrendigim icin bazi kavramlarin turkcelerini okumak bana cok garip geliyor. Vecihi Timuroglu'nun Humanizm ve Nazim Hikmet uzerine Sozcukler dergisinin Mart-Nisan sayisinda yayinlanan bir yazisini okuyunca iyice gozume carpti bu cahilligim.
not ettigim kelimelerden/terimlerden bazilari:
Öğretisel - ideolojik
ekin - kültür
inak - genel olarak inanilan seyler
meseller
demeler - deyişler
ira - karakter
hekim insanı sağaltırken - sagligina kavustururken
tüze -adalet
kılgılı - pratik
ayırdında olmak
görüngeli - perspektifli
yönetimsiz - anarşist
kisasi - kisaca

Ayni dergiden - Mehmet Serdar'in Kaplumbaga Terbiyecisi uzerine bir yazisindan guzellik uzerine satirlar:
"Guzel nitelemesi mantiksal bir cikarim sayilamaz cunku. O butun birikimin ozumsemesiyle elde edilen ve bireysel deneyimin surekli elestirisiyle gelistirilen sezme duygusunun bir urunu" (s. 79).

Sozcukler'i herkese tavsiye ediyorum. Bir kitapcida gorurseniz mutlaka alin!

Cumartesi, Nisan 2

tek basina hayat

yalniz olmanin o basta anlasilmaz ama sonradan da vazgecilmez rahatligina iyice alisiyorum artik. kendi kendime sarap acip, ilk defa yaptigim bir makarna sosu hazirlayip, makarna yemek yaninda kucuk bir peynir tabagiyla.. tek basina olmak ve bunun keyfini cikarabilmek.. sanirim insan yalnizca kendiyle mutlu oldugunda baskalari ile de mutlu olabiliyor. ama bunu kac kisi gercekten yasayabiliyor, bilemiyorum...