Çarşamba, Nisan 30

minik bir dusmanim var..

Bu seferki minik dusmanim bir bocek ya da kertenkele degil, ama bir insan.. Saniyorum ki 3-4 yaslarinda ve beni hic sevmiyor. Ust katimda oturan cinli kadinin kucuk kizi..

Aramizdaki dusmanligin sebebi ise benim ciceklerimi sularken etrafa su sicratmam, ve bunlarin merdivenlerinin onune sicrayan toprakli damlalar..

Bu ilk defa oldugunda kiz kendini yerden yere atarken ben gayet sakin, ama bak ben bahcemi sulayinca oralara su sicriyor, ama su bu kurur, uzulme, ama bak su olmazsa boyle renk renk cicekler olmaz falan diyordum.. annesi ise cok utanmis bir bicimde, orasi onun evinin onu, oyle deme, cok ayip falan diyerek arsiz kizini sakinlestirmeye calisiyordu..

Bugun yine karsilastik.. Ben bahcemi suluyordum, o da kizgin kizgin baka baka geldi.. ama yaninda annesi oldugu icin bir sey diyemedi, annesi de ne guzel renk renk cicekler degil mi falan dedi.. Merdivenlerden yukari cikarken, kizi tam duyamasam da arada kelimeler geliyordu: "mud..., but mud..., .... dirty...., water...."

guldum, minik dusmanim ben 12 gun burda olmayinca bayram yapacak :) Cocuk bayrami!

Salı, Nisan 29

Gainesville de son geceden bir onceki gece..

Aman boyle de baslik mi olur demedim, yaziverdim.. su anda aklimdaki tek sey Bruksel yolculugu.. Paper 15 sayfa oldu, tamam nitelik onemli, nicelikten cok - biliyorum.. ama bir 20 sayfa falan olsa cok super olacak.. yarin onu 20 sayfa yapmakla ugrasicam, aslinda 20yi de gecebilir, cunku yazacak daha cok sey var.. Ama iste yazmak kolay degil ki..

Bu aksam soyle bir yemek yiyelim, kahve icelim dedik, Sirro ve Memi de yarin gidiyor. Konusmanin bir yerinde FRP oynayanlardan bahsederken ben soyle bir laf ettim: "O da Lost gibi bir sey herhalde, icine girmeden ne oldugunu bilemiyorsun," ve de bunu dememle uzun surecek bir Lost konusmasina kapildik.. Ben lost izlemiyorum, cunku tek basima huzursuz oluyorum - fazla mistik seyler var, ama arada takip ettigimden konusmalara biraz da olsa katilabiliyorum.. Neyse teoriler havada ucustu, insanlar birinin teorisini curuttu falan derken, benim aklima dahiyane bir cekim teknigi geldi - dizlerde kullanilabilcek, daha dogrusu sunum teknigi - senaryo teknigi. Erdem ile buna patent yazip almaya karar verdik, valla o kadar dahiyane bir sey ki - zaten burda anlatamam, hem de anlatmam - patentini alinca yazarim;)

Paper bir turlu cikmiyor, ama kafa patentlik dahiyane fikirlerle dolu..

Bu arada, gecenin cumlesi Enes tarafindan sarf edildi, ve suydu: "Helikopter olayi ne; manyetik?.."

anlayan anlar diyorum, yatagima cekiliyorum.

Pazar, Nisan 27

imdaaattt!

Ders mers degil, bugun azicik da olsa calistim biraz - cok az, ama olsun bu da bir baslangic.. Butun gun oyle sacma sapan seyler yedik ki, aha sonunda patlayacak hale geldim!

Su anda oyle kotu durumda ki midem, ilk defa hamile kadinlarin ne zorluklar cektiklerini - hele de cok yemislerse - tahmin edebiliyorum. Ay napicam bilemiyorum :)

Cumartesi, Nisan 26

haftasonu ders calisma bulantisi..






Artik yani yuzup yuzup sonuna geldim ama iste napiyim - icimden bir turlu calismak gelmiyor.. Biraz once Sirro ve Memi ile bulustum, butun sehirde harkes ders calismaya calistigi icin butun kafeler doluydu - o yuzden taaa haile'in ordaki bir kafede yer bulabildik.. neyse deyip oturduk - ama nerde, ilham cok uzaklarda.. yine bloguma yazayim dedim..

Dun halam ile parade of homes denen ev gezme turuna katildik, milyon dolarlik bir suru ev gezdik, o kadar guzel fikirler, o kadar guzel dekorasyonlar, kullanilan malzemeleri.. agzimizin sulari aka aka evlerde gezdik, ben de resimler cektim.. Resim cekmek yasak olmadigindan herkes de benim gibi elinde kamera saskin saskin geziyordu.. En son grdigimiz evin adi chateu du normandy'di ve 2 milyon dolarin ustunde bir fiyata satiliyordu, onu cok fazla klasik buldum, ama yine de kendi stilinde cok guzel tasarlanmis ve dekore edilmis bir evdi..

iste boyle, simdi artik ders calismam gerek, ben kaciyorum - herkeslere iyi haftasonlari..

Bir de bu resmi yapicam bir ara, ne ara artik bilmiyorum - ama yazin herhalde bir ara yaparim...

Cuma, Nisan 25

kahvaltida cagla

Ben uyanir uyanmaz asla bir sey yiyemem, o yuzden de kahvalti benim icin genelde olmayan bir ogundur.. Sabah uyaninca hic bir sey yemek gelmiyor icimden, denesem zorlasam da yiyemiyorum..
Bu sabah da ayni sey - ama terk farkla..
Tam ne yesem ne yesem diye dusunurken birden aklima geldi! Dun burdaki arap bakkalindan, gercek adi falafel king ama biz oyle diyoruz, cagla almistim.. Hemen aklima geldi, yikadim yaninda tuzla yiyorum.. Bu kadar uzakta bile cagla bulmak cok keyifli - california mahsulu bunlar tabi, ama tabi ayni bizim cagla. Terk farki burdaki adi fresh almond.. Ama olsun, cagla cagladir, tuzla cok keyifli yenir!

Son 2 makale

Yuzdum yuzdum sonuna geldim artik.. donemin sonu, herhalde bu alacagim son ders olacaka - o yuzden icimde bir heyecan var.. Bundan sonra tek sey tez yazma ve yeterlilik sinavi olacak - sonra da okuldan kurtuluyorum!

Bugun 5'te bir makale teslimim var, oburu de sali gecesine teslim. Artik gecistire gecistire son gune biraktim - sanki 1 gun once bitirsem olurdum.. Neyse, yetisir diye dusunuyorum, kendime garip bir guvenim mi vardir ne - neyse bakalim gorucez.

Herkeslere iyi gunler

Pazartesi, Nisan 21

babam gitti, kedim ameliyat olmus, ve de bugun final sinavimi veriyorum...

Aslinda baslik her seyi anlatiyor.. Ama yine de bir seyler yazmak lazim!

Dun gece 4 geceden sonra ilk defa evimde kaldim, ozlemisim evimi.. Babam burdayken hep halamlarda kaldim, 2 gundur de Amelia island'da halamlarin plaj evindeydik, dun gece donduk..

Plaj guzeldi, resim cektim ama kameram simdilik kayip - bulunca resimleri eklicem.. Okyanus daha isinmamisti, ama gunesin yazdan farki yoktu.. bolca kremlenmeme ragmen boynumun kenarinda bir ucgen seklindeki noktayi ve de dizlerimin arkasini atlamisim - oralar pembe pembe, geri kalan her yer biraz yandi.. Bu yaz sezonunu da acmis oldum boylece...

Simdi ise bolumde ofisteyim, ve de final sinavimi vericem - onun strasi var.. midterm'de de boyle olmustum ben, ogrencilerden daha heyecanliydim! Neyse umarim her sey yolunda gider de cocuklar iyi notlar alirlar bu finalden.. Hoca olunca anliyor insan - dusuk not vermek cok zor ve de uzucu bir sey. Ilk sinavda kagitlari okurken, ya bunu nasil hatirlamazsin, ay sen bunu niye boyle isaretledin ki simdi diye uzulmustum cok. Umarim bu sefer daha az depresif olur..

Bizim Gainesville'de misafirlar bitmiyor, bu aksam da yine bir misafir agirlicaz bakalim - ne zaman ders calisicam, kim bu guzel havada ders calisir falan modundayim, sonum hayrola!

Cici hanim ameliyatli ameliyatli kendine gelmeye calisiyor.. Yaninda olmak istedim cok, ama bir yandan da orda olmadigim iyi oldu- dayanamazdim herhalde, hali pek icler acisi..

Perşembe, Nisan 17

gelismeler

Babam geldi, keyfim yerinde.. bugun birlikte gezdik, yarin da butun gun birlikteyiz - hatta gezmeye benim gelinlik provam ile basliyoruz.. gelinligin kuyruk bolumune kopca takacaklar ki dugun boyunca beni rahatsiz etmesin, kancalarla yukari kaldirabileyim.. Rahat rahat dolanabileyim :)

Haftasonu da halamlarla Ameila island'a gidicem, plajda odev yapicam.. Artik ne kadar yapabileceksem, gorucez bakalim...

Pazartesi, Nisan 14

bahcevan geldi!


Dun butun gun yapmam gereken isleri yapmayip bir suru eglenceli is yaptim, sefam olsun.. Aslinda biraz is yaptim, kendime o kadar da haksizlik etmicem, ama koca pazar gunu yaptigim is saka gibi oldu biraz..

Pazar gunu gec uyandim, Turkiye ile telefon gorusmeleri yaptim, sonra arkadaslarla bulustum, Sevgili imparatoriceyi gormus oldum bu haftasonu da.. Sonra eve bir geldim ki kapinin onunde arzu hanim ve minik oglu Karan, ve de Dilber.. Onlarla epey bir oynadik, sonra da Dilber ile onlarin okuldan kiraladiklari tarla'ya gittim. Burasi minik tarlaciklardan olusuyor, okuldan kiaralyip ekip biciyorsun, ne ekeresen onu yiyorsun.. Dilber ve kardesi Dilek ile 2 saate yakin calistik bahcede, ot yolduk, etrafi duzenledik. E ben de emegimin karsiligi olarak koca bir torba dolusu italyan mix salata malzemesi ile eve dondum!

Tarlalarda gezerken komsumun karalahana yetistirdigini gordum, ve de bir baktim ki karalahanalari sahibi degil minik bocekler ve tirtillar yiyor. Tarlanin sahibi olan komsumu da gunlerdir gormuyorum.. E kiyamadim lahanalara, soyle 12 yaprak falan topladim, bu arada o kadar sert ve buyuk yapraklar ki - 12 yaprak 1 torbaya sigmadi.. Normalde baskasinin bahcesinden bir sey alinmiyor, ama o bahce komsumun oldugu icin ve de burda olmadigini bildigimden gidip topladim.. Komsumu gorunce mutlaka gidip soylicem - oyle olunca calma olmadi :)

Bunu da Dilek'in buldugu ve benim halamdan bildigim bir tarifi karistirarak pisirdik.. Yanina da benim Bruksel'den getirdigim esmer bulgur ile super bir bulgur pilavi yapti Dilber.. Minicik mutfagimda 3 kadin birlikte yepek pisirdik ve cok keyifle yedik.. Karalahanayi sogan ile kavurduk, epey bir pisirdik, sonlarina dogru da icine kidney bean denen bir cesit fasulyeden attik.. Super oldu, ustune de biraz limon dokup Dilber'in bahcesinin mahsulu olan yogurtlu semizotu ve sarmisak satasi ile afiyetle yedik.. Herkes gittginde saat 11'e geliyordu..

Pek keyifli bir geceydi, calinti karalahana tadina doyum olmadi!

Pazar, Nisan 13

bye bye kertenkele



Evet, pazar gunu basarili bir operasyon ile kertenkeleyi evden yolladim, meger bu 2 gun suresinde kanepemin altinda saklaniyormus.. neyse sokak kapisini acip o tarafa dogru amansiz bir kovalamaca sonucunda onu kuygugu bile kopmadan disari yolcu ettim.. ama oyle omik ki, artik korkudan mi, ya da beni korkutmaya calistigindan midir nedir disari atmaya calisirken rengi simsiyah olmustu..

Oh be, artik evde rahat rahat gezebilirim!

Cuma, Nisan 11

Oh shatz!

Burhan altintop gibi dizlerimi dovmek istiyorum.. eve bir geldim, ahanda kocaman bir kertenkele dolasiyor icerde, tam uzerine bir sey atmak icin ne atsam ne atsam, ne yapsam diye dusunurken kayboldu..

Yav simdi ben nasil rahat edicem..

Pazartesi, Nisan 7

ben ne yaptim?!

Koca haftasonu gecti, ve ben gercekten de yapabilecegimin en azini yaptim.. Yani ders konusunda.. Diger konularda cok verimli ve yaraticiyim ama, o konuda laf ettirmem kendime!

Oncelikle esyalarimi toplamak konusunda cok basariliydim bu haftasonu! Babamla turkiye'ye yollayacagim bavulu yaptim. sonra Bruksel'e goturecegim bavullari hazirladim. el cantam dahil - dikkatinizi cekerim..
Babamin gelmesine 2 hafta, Bruksel'e gitmemem ise 3,5 hafta varken ne bu acale..

Ben boyleyim iste, su anda dolabimda yapili 4 bavul duruyor :)
3'u bruksel bavullari - tek yapmam gereken giyecegim seyleri son anda koyup kapatmak olacak..1 de turkiye bavulu.. Babamin benim icin getirdigi bos bavulu alicam, kendisine dolu bir tane vericem!

Sadece toparlama isleriyle ugrasmadim tabiki de.. Yaraticiligim da azdi bu haftasonu.. Evet, Sirro bana buna benzer bir kupeligi nasil yaptigini anlatti cumartesi, pazar gunu Gogce'den kumas artiklarini topladim ve onun gordugu cerceve kupelik fikrini caldim, eve geldim ve de bir cerceveyi kullanarak kendime bu kupeligi yaptim..

Cok guzel oldu, bunu Bruksel'e goturmeye kiyamicam galiba :)
Bir de fark ettim ki butun kupelerimi toplamisim ve de Turkiye ya da Bruksel bavuluna koymusum.

Kupelik tamam, ama kupem kalmamis.. Anaaaeeemmmm, napicam ben simdi!

Cuma, Nisan 4

hadi bu son...


Kendime uzun suredir ilk defa bir turk kahvesi yapayim dedim, bir fincani kirdim almaya calisirken.. neyseki en sevdigim fincanima bir sey olmadi.. Artik ders calisiyorum, tamam, hadi herkese iyi keyifler...

Perşembe, Nisan 3

yesil



En sevdigim iki yesil bulusmus, gitmis bir agacin uzerine yerlesmis...

Salı, Nisan 1

AKP'nin yuzsuzlugu..


Bu resim size kimleri hatirlatiyor?!

Yani okudukca sinirlerim tepeme cikiyor.. Ya nasil olur da bu kadar yuzsuz, bu kadar utancsiz olabilirler.. Simdi de anayasa degisikligi oneriyorlar, ki oyle bir degisiklik ki - madem oyle, iste boyle diyor.. Butun gucler ayriligi sisteminin dengesini altust ediyor.. anayasa mahkemeleri meclisten izin alacakmis bundan sonra.. Artik yuh diyorum size, yuh!

Yani bu adamlar Turkiye'nin tepesine cokmus bir akbaba surusu, gercekten de oyleler.. Birileri sunlari bir an once kiskislasa cok iyi olacak!

bir seye de takilip kalma be kardesim!


Valla boyle de kotu bir huyum var, sanirim babanemden geliyor.. Bir seyi sevdim mi ona takiyorum resmen.. Diger her seyi unutuyorum, boyle de bir aliskanlik insaniyim.. Neyse canim, yapacak bir sey yok - ben boyleyim..
Su son zamanki takintilarimi tanistirayim sizlerle:

Oncelikle ben bu crocs denen terlikleri pek begenmiyordum onceden.. Biraz kaba geliyordu uzerinize afiye. Bir de benim ince ayaklarim var, o yuzden cok kaba geliyorlardi, ne zaman denesem cok bol geliyorlardi ayagima..
Herhalde crocslari tasarlayanlarda farettiler bu problemi ve ince ayakli insanlar icin de crocs uretmeye karar verdiler. Ben de gittim bir tane aldim.

O kadar rahat bir sey ki aldigimdan beri de ayagimdan cikmiyor. Ne giysem, uysun uymasin kirmizi crocslarimi cekiyorum, her yere onlarla gidiyorum.. Herkeslere tavsiye ederim, crocs alin derim, vazgecemeyeceksiniz. Hem cok hafif hem de rahatlar. Insanlar plastik oldugu icin ayagini terletmiyor mu diye sordular, valla terletmiyor, billa terletmiyor. Super bir sey!

Ikinci yeni takintim ise, yeni gozlugum.. Benim gozlerim miyop, numaram cok buyuk degil ama yine de gozluk takmam gerekiyor.. En son lise 2'de bir gozluk almistim, ve hala onu takiyordum. Gozluk cok onemli degildi, cunku genelde hep lens takip geziyorum, o yuzden ilk gozlugum mor lila renkli cilgin bir seydi. Cok az taktim, evde genellikle.

Fakat artik eskisi gibi degil. Yine gunduzleri lens taksam da aksamlari eve gelince cikariyorum, cunku cok okuyorum ve okurken bazen beni yoruyor lenslerim. E benim eski gozluk de insanla begense bile benim hosuma gitmiyordu.. Haftasonu mall'da gezerken gozlukcude bir kampanya oldugunu gordum, hemen bir gozluk begendim, hemen yaptilar, hemen taktim.. Artik daha cok gozluk takicam! Yeni gozlugumu cok sevdim.

iste haberler boyle.. Cok isim var ya, o yuzden sacma sapan blog yazilari yaziyorum.. Ben boyleyim :)