Cuma, Ekim 31

Turkiye'dekiler icin halloween partisi kostum onerileri

Efendim burda cok moda, cadilar bayrami. Daha eylul ayindan hazirliklar basliyor.. Kim ne olacak ne giyecek.. burda kizlarin giymeyi en sevdigi kostum ic camasiri.. Jartiyerlerle sutyenlerle atiyorlar kendilerini sokaga, iste kostumumuz diye. Insanin gulesi geliyor... Yani gercekten "uygun olmayan" bir vucuda sahip biri giydiginde korkutucu olabilecek bir kostum fikri, o incecik guzel kizlarda korkudan cok baska hisler uyandiriyor.

Malum, cadilar bayrami. Kostumun de korkutucu olmasi gerekiyor.. Gerci bu pek gecerli degil, insanlar her seyi giyiyorlar yeter ki kostum olsun diye, ama isin ruhunda korkutmak yatiyor aslen. eve of horrors'dan geliyor gecenin ismi.

Ben de dusundum, turkiye'de korkutucu kostum ne olur diye..

Boyle Huseyin Uzmez'in o cirkin suratinin bir silikon maskesi yapilabilir, iste gercek sapik - korkunc bir sey.. herkes kacmali bu yuzu gorunce diye, eger bu kostumle gidenin yaninda bir kadin arkadasi varsa o da Uzmez'in karisinin haliyle katilabilir geceye. korkunc kadin modeli olarak!

Ya da daha kolayi var, bir kask bulup kaskli sapik olarak gidilebilir. yuzu bile gizli, kurbanlari icin ne korkunc olmus olmali - dusunmesi bile insanin icini urpertiyor.. Cok korkutucu bir kostum olurdu bu da kesin!

Baska korkunc buldugum insanlar da var. mesela kepce kulak ve fume-gri bir papyon ve bir takim elbise ile birine benzeyebilirsiniz rahatca.. Gittiginiz partideki kisilerin politik gorusu de sizin gibiyyse bu kostum korkutucu olabilir, hem de cok! Ya da badem biyik takip gidebilirsiniz, lacivert bir takim elsiye yeter bu kostum icin de.. Etrafa bol bol senin anani, anani da al git seklinde konusursaniz kafasi karisik insanlar bile kim oldugunuzu rahatlikla anlayabileceklerdir.

Dusunuyorum da, yaraticiligim buraya kadar, kusura bakmayin - aklima baska korkun kostum fikirleri gelmiyor.. Eminim dusunsak daha bir suru buluruz, ama bunlar en guncel olanlari herhalde..

Korkusuz gunler diliyorum herkese!

Perşembe, Ekim 30

yokmus gibi kadinlar*

*Bekir Coskun oyle guzel yazmis ki, bekli okuyamamisinizdir diye, yazinin sonundan siir niyetine okunabilecek bir alinti yapiyorum:

"(...)
Sayfaları çevirdikçe tesettürlü kadınların sayıları artıyor, kalabalıklaşıyorlar, yüzlerce, binlerce, on binlerce...

Ben ise onların; din-iman adına oynanan bu zalimce ve kötü niyetli oyunun aleti olmaya ne zaman isyan edeceklerini düşünüyorum...

Ama sadece uğultu var...

Sonra boyunlarını büküp, zulme razı olup, evlerine dağılıyorlar.

Yokmuş gibi kadınlar..."


O kadar cok var ki bu kadinlardan, razi olup kaderlerine, yerlerini biliyorlar. Ben ise bazen uzulerek, bazen sasarak bakiyorum: peki onlar bunu nasil kabulleniyor...

Çarşamba, Ekim 29

cumhuriyet 85 yasinda!

Ben de 25, kucukken hesaplamistim - cumhuriyet 100. yasini kutladiginda ben 40, babam 75, dedem de 100. yasini kutluyor olacagiz! Dedem o kadar dayanir mi bilemiyorum, ama cumhuriyet dayanir diye umuyorum!

Bugunlerde cok karamsarim, elimden bu kadari geliyor. Bakalim ben 40 yasinda oldugumda ne durumda olacak ulkemiz?...

Aksam burda Turk ogrenci derneginin duzenledigi cumhuriyet bayrami toreni var, gidecegim tabiki.. Oyle bir aileden geliyorum ki, okul tatil olurdu, ama toren oldugu icin biz hicbir yere gidemezdik. 23 nisan, 19 mayis, 29 ekim - her sabah yine okul varmis gibi kaldirip bizi torene gonderirlerdi annemle babam, bircok anne baba daha 1 gece onceden tatil icin yola cikmisken.

Bizim icin hep onemliydi boyle sembolik seyler, torenler, hala da oyledir.. Boyle seyleri onemsemeyen cok insan var, bu gece de gelmeyen bir suru insan olacak eminim, gelmesinler, zaten daha cok gelmeyecekler...

turkcell ve mustafa filmi

Olayi biliyor herkes, butun gazetelerde var. turkcell Mustafa filmine sponsor olmaktan, Toplumun her kesiminden musterisi oldugu icin, cekiliyor. Devletin kurucusunun hayatini anlatan bir filme sponsor olmaktan vazgeciyorlar.

Eger dogru ise bu, sirf benim ve sevgilimin etkisi ile epey musterisinden olacak turkcell. O kadar cok tanidigim insan ayni seyi yapmayi dusunuyor ki, hele de numara aktarimi bu kadar kolaylasmisken..

Turkcell'e gecmis olsun diyorum, boyle bir sey yaptilarsa gercekten zaten her sey mustahaktir kendilerine..

Salı, Ekim 28

haberleri okumak

Bu kadar da moral bozucu mu omak zorunda ya, inanamiyorum. sabah is yerinde bir aciyorum ki - off icim daraliyor.

Dun zaten icim daralmmisti, kaskli sapik olayindan.. Bu cocuklar da bir gun kadin olmayacaklar miydi zaten diye kendini savunmasina delirmistim..

Sonra da Huseyin Uzmez olayi, kizin ruh ve beden sagligi etkilenmemis.. yok ya? Siz bunu kulahima anlartin lafi cuk oturuyor..

Yani var ya, insani zorla delirtiyorlar. Nereye saldiracagimi sasiris durumdayim.


Gerizekali lig tv yuzunden kapanan blogger acilmis, hayirli olsun. Da yani bu kadar kolay mi blogger gibi bir siteyi kapattirmak, buna da sinirleniyorum!

Pazartesi, Ekim 27

tez yazayim

Pazar aksami saat 8:43. Butun haftasonu hocamin istedigi degisiklikler uzerinde calistim. Tezimden 10 sayfa eksildi, bir seyi ayrica paper olarak publish etmeye karar verdik. Uzuluyordum, ama bu haftasonundaki cabalarim sonucu 12 sayfa eklendi silinen sayfalar yerine.. Aman aman, leerim sirtim koptu. Okudum, kaynak bulduk, ekledim, duzenledim. Hocama gonderdim.

Bir de burda IRB protocol diye bir sey var. eger insanlarla iligliyse yaptiginiz calisma, University of Florida Institutional Review Board'dan onay almaniz gerekiyor.. bu da 1 aya yakin suren bir sey. Iste kimsenin psikolojisini bozmicam, kimseyi kandirmicam, kimseyi cok zorlayacak sorular sormicam. soracagim sorular bunlar, yapmaya calisitigim sey bu, falan filan.. Bazen paperlarimiz icin bile yapmamiz gerekiyor, sosyal bilimleri asagi gorenlere soruyorum, sizin boyle bir sey yapmaniz gerekiyor mu?.. Gerci biolojik bilimler icin olan versiyonu da farkli ve epey zormus o da, bazen discilikteki bilimsel calismalara denek olarak katiliyorum da, her seyi adaim adim anlatmalari gerekiyor onlarin da, butun potansiyel riskler falan.

Neyse, ben basvuru formumu da tamamlayip yolladim hocama. oldum oldum :)o okuyacak, fikirler verecek, degistirecem, IRB'ye gondericem, cevap gelecek - bazen IRB de yeniden yazma ya da aciklama istiyor, onlari yapip bir daha yollicam falan olme essegim olme.

Bakalim, herhalde carsamba bulusuruz ve bana 1000 tane daha yapacak sey verir, ama bu sefer, tamam artik - neyse ne, ben tezi birakip yeterlilik sinavlarina calismaya basliyorum dicem. yerse :) Gorucez..
Ama baska turlu de olmicak, tez harika oluyor, yeterliligi alamadim olacak yani calismaya baslamazsam!

Ve doktora tezi yazan bir insan hala alfabeyi saymak zorunda olur mu referans listesini hazirlarken, saka gibi. Sevgilime soyledim, guldu halime. Benim icin sayi saymak gibi, hic dusunmem bile dedi. sistematik sevgilim benim.

Benim icin ise harflerin siralamasi bir bilmece ve her seferinde yeniden yuksek sesle soylemem gerekiyor. G, H; J, K, L, M; P, R, S, T, U...

Yakinda doktora adayi olucam, saka gibi di mi :)

Pazar, Ekim 26

her sey ust uste

gecenin 12 bucugunda kardesimden haber geldi. kaza yaptik diye. neye ugradigimi sasirdim. Kardesim istanbul'dan ulusoy ile donerken otobus bir tira carpiyor, hem de bodoslama..
Daha neyin ne oldugu belli degil, kardesim bir sekilde geliyor ankaraya. ama yani resimler gonderdi, inanilir gibi degil. otobustekilerin hali perisanmis.

Off off, nedir bu boyle ye - gercekten icim daraldi, bu gece de bana uyku yok!

Bu aralar moralim bozuk...

Ozgurluk ifadeleri kisitlanirken hala sahip oldugum bu ozgurlugun degerini bileyim dedim. Yine bir sikinti yazisi blogumda, nedeni cok...

Yani moralimin bozuk olmasinin oyle cok sebebi var ki aslinda. ilk olarak yapmam gereken islerin coklugu ve yogunlugu. Insanin ayni zamanda hem yeterlilik sinavina girmesi hem de tezinin ilk 3 bolumunu bitirmis olmasi gercekten de insan ustu caba gerektiren bir sey. Insanlar bunun sadece birini yaparken ne kadar vizildayip agliyorlardi, ikisini birden yapmak cok zor geliyor, ve de cok iyi planlama gerektiyor. Bir de tabi Bruksel'e tasinma hazirliklari, ev kapama hazirliklari..
Ne zaman sinavlara calisicam, ne zaman teze hazirlanicam - ay ay, zaman da cok hizli geciyor. dakikalari duyar gibiyim, tik tak tik tak...

Moralimi bir diger bozan sey ise turkiye'den gelen bir haber. Babamdan gelen kisacik bir email hem de, sonunda aman kizim ne olur kendine cok dikkat et ile biten. Okuyunca nefesimi kesen bir email. Bir cocukluk arkadasimla ilgili. En son gorusumu hatirliyorum, oguz heyecanla eve gelmisti, bak kimle karsilastim diye, tutmus yaninda getirmis, universite sondaydim herhalde, nerden baksan 4 yil olmus.. cocukluk arkadasim, eski apartman komsumuz, gorusmemis olsak da yillardir, yine de cok agir bir haber. Cok cok erken gelen bir olum haberi. yine trafik kazasi.

4 arkadasimi kaybettim ben trafik kazalarinda. ilk once 4 mart'i 5 mart'a baglayan bir gece Bekir gitti, sonra 7 temmuz gecesi sevgili Ali Murat ve kuzeni Ilkiz, simdi de 21 Ekim gecesi Baris.. O apartmanin bahcesinde elinde solucanlarla beni kovalayan, birlikte atlama, sicrama, kosma, tukurme yarislari yaptigimiz Baris.. Daha kucucukken bir suru cocuk asansore dolusup dur dugmesine basip hep birlikte korktugumuz baris...

Isyan bile edemiyor insan.. o kadar icine oturuyor ki bu aci, tasimasi cok zor... Normal bir sey mi bu, daha 25 yasindayim ve 4 arkadasim trafik kazasinda oldu benim. Hepsi de 25 yasindan kucuktu olduklerinde, bu normal mi?

Cumartesi, Ekim 25

internet sitelerine erisimin engellenmesi - kanunlar

Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi
MADDE 8 – (1) İnternet ortamında yapılan ve içeriği aşağıdaki suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:
a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan;
1) İntihara yönlendirme (madde 84),
2) Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra),
3) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190),
4) Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194),
5) Müstehcenlik (madde 226),
6) Fuhuş (madde 227),
7) Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228),
suçları.
b) 25/7/1951 tarihli ve 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar.
(2) Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir.
(3) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Başkanlığa gönderilir.
(4) İçeriği birinci fıkrada belirtilen suçları oluşturan yayınların içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunması halinde veya içerik veya yer sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile, içeriği birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve (5) numaralı alt bentlerinde yazılı suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararı re’sen Başkanlık tarafından verilir. Bu karar, erişim sağlayıcısına bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir.
(5) Erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilir.
(6) Başkanlık tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Başkanlık tarafından, Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
(7) Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir.
(8) Kovuşturma evresinde beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir.
(9) Konusu birinci fıkrada sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır.
(10) Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(11) İdarî tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkanlık tarafından erişim sağlayıcısına, onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde kararın yerine getirilmemesi halinde ise Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebilir.
(12) Bu Kanunda tanımlanan kabahatler dolayısıyla Başkanlık veya Kurum tarafından verilen idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir.

İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı
MADDE 9 – (1) İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir. Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır.
(2) Talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir.
(3) Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır.
(4) Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.

tamami icin

II. abdulhamit'in jurnalcileri gibi

bakin iste, istediginiz web sitelerini sikayet etmek icin bir link. Herhalde site kapatmalar buradan basliyor..

blogger'a turkiye'den erisimin yasaklanmasi

Sabahtan beri bu konuyla ilgileniyorum. Gazeteleri arastiriyorum, yazarlarin neler yazdikarina bakiyorum, nerdeyse tik yok. Sanki bloglari okumasam, blogger'a erisimin yasaklandigini anlamicam - olacak sey degil.. Bu kadar yazar, gazeteleri yasaklandigininda ne yapacaklar acaba, cok merak ediyorum..

Takip ettigim bloglardan ayse'nin blogunda bir yorum var. Sen burda demokrasiden bahsederken demokrasi nagralari atanlar nerde diyordu.. Bloglarina girememislerdir canim, nolucak!

Tepki verilmedigi surece olacaklar az cok belli oldu. Gerekceli kararini alan sevgili hukumet partimiz costu da costu, simdi anayasa mahkemesini kapama konulari tartisiliyor. Olur olur, o da yakinda olur eminim.

Demokrasi diye totaliter bir rejimde yasadiklarini fark ettiklerinde ne internet kalacak, ne televizyon dizileri, ne anayasa mahkemesi, ne muhalafet ne de baska bir sey.. Gercekten umutsuz bir yazi yazmak istemezdim ama turkiye'de olanlar ve herkesin tepkisiz kalmasi o kadar uzucu ki.. arastirdim, acaba bir imza kampanyasi, ne bileyim bir karsi dava acma gibi herhangi bir olusum - hicbir sey bulamadim. Herhalde de yok zaten. Artik boyle seyler de beklemiyorum, herkes "demokrasi"si ile mutlu, aclik sinirinin altinda yasiyor, Hamdolsun, diyen cumhurbaskaninin dedigi gibi.

size hamdolsun - ne diyelim. Bakalim baska neler gorecegiz demokrasi sayesinde!

Perşembe, Ekim 23

kadin olmak zor

Laf olsun diye soylemiyorum, hakkaten de oyle.. Ofiste oglenleri yurudugumuz kadinlardan biri. iki cocugu var, biri 14, digeri de 6 yasinda. Gecen gun yuruken dedi, ben daha 28 yasindayim.. Ilk yanlis duydum herhalde diye dusundum.. Sonra o gitti ve patronumla yurumeye devam ettik. Ona soyledim, yanlis duydum galiba ben diye. Yo hayir dogru duydun, sen o anlatirken bizle degil miydin dedi. hayir dedim.

Kadin 13 yasinda hamile kalmis, erkek arkadasi da 17 yasindaymis. Yazarken bile sacma geliyor, insanin inanasi gelmiyor ama neyse. aileleri bunlara bakmis. Bizim kiz dogurmus 14 yasinda. 1 yil birlikte yasamislar erkek arkadasiyla, evlenmemisler, ve de 1 yilin sonunda dayanamamis ayrilmis bizim kiz. Ailesine geri donmus.

Bir defa sunu soylemek lazim, cok sansli biriymis ki boyle bir aileye sahipmis - ona ne baski yapmislar evlen diye, geri donmek isteyince de kabul etmisler.. Bu arada cocugu doguracam diye tutturan da kendisymis. 28 yasinda 14 yasinda oglu var, inanilmaz bir sey.. Bizdeki 14 yas hikayesini hatirlatti, nasil bir psikolojiydi acaba, kizin o zamanina gidip onu tanimayi isterdim.. Simdi kendine bir hayat kurmus,evlenmis, 2. cocugu olmus falan. ama insan dusunmeden edemiyor, bazilarinin hayati ne kadar zor, daha bastan ne kadar zor sartlarda basliyor bazilari hayata...

Bu aralar aklimdaki 2. hikaye de bizim bolumden iranli bir kiz ile ilgili. Ruya gibi bir is teklifi aliyor, londra'da bbc'den, hep hayalini kurdugu is. bu kiz iranin ilk bloggerlarindan, sayfasi surekli yasaklaniyor, tutklanma karari bile alinmis hakkinda, iran'a giremiyor. Acayip feminist, aktivist bir kadin yani! ama gel gelelim, is teklifi alinca 2 yillik erkek arkadasimi nasil birakicam, nasil gidicem diyor. Bu gece onla yemekteydim. Zor bir karar onun icin, korkuyorum dedi. Bir yandan dusunuyordum, ugruna ruya isini kabul etmeyip butun gun evinde oturacagin oglan boyle bir teklif alsa bir an bile dusunmezdi iliskim ne olacak diye, hemen ucak biletlerine bakmaya baslardi. Oyle ama gercekten de.

Kadinlarin kariyerleri, hayatalarindaki tercihleri hep ikinci plana atilabiliyor, cok daha kolay bir sekilde 'ama sevgilimi birakamam ki'ye donuveriyor. Bu kadar egitim, bu kadar caba - sonra bir adam icin her sey altust olsun. Kadinlari her zaman daha zor tercihler bekliyor, fedakarlik bekliyor. Mesela Ayse Arman, o da her seyini riske atip kocasinin arkasindan Dubai'ye gitmedi mi.. Hep ayni sey, kadin istedigi kadar ozgurlukcu, istedigi kadar bagimsiz gibi takilsin, en ufak bir karar asamasinda hep erkegin lehine karar veriyor. Ne dersek diyelim bu boyle, Ayse arman ilk aklima gelen ornek, bunun o kadar cok ornegi var ki....

Tansu Ciller'i o kadar elestiriyoruz, bircok konuda da hakli elestiriler bunlar, ama hangi kadin kocasina kendi soyadini verebiliyor, ben hic boyle bir kadin tanimiyorum, helal olsun valla!

Çarşamba, Ekim 22

Yasar - Dem


Ben lisedeyken cikmisti Yasar, o kadar cok severdim, o kadar cok dinlerdim ki sarkilarini - simdi dinleyince o gunlere geri gidiyorum, zaman makinasi etkisi yaratiyor benim icin Yasar sarkilari..

Nerden geldi aklima simdi durup duruken.. Gecen gun Beyaz show'u izliyordum ve Yasar konuklardan biriydi. Eski sarkilarini yeniden yorumlamis Dem adli albumunde.. O kadar keyifliydi ki onu dinlemek. Sarkilar acayip guzel olmus. Ne yaptim yaptim, albumu buldum, simdi hep onu dinliyorum, eviminin icinde cinliyor..

"(...) Su boynuma daragci, gayri degil yabanci
Alisamadim sensiz uyumaya yar
su boynuma dar agaci, gayri degil yabanci,
gel beni bu zalimlerin ellerinden kurtar!

Dunya durdukca esirinim yar, yemelerden icmelerden kesilirim yar..
zalim dunya durdukca esirinim yar..."

Perşembe, Ekim 16

guzel bir haber

hastalik beni etkisi, daha dogrusu kontrolu altina almis durumda. Gece uyumuyor, sabahin 5'inde kaldiriyor, nefes aldirtmiyor, bogazimi yakiyor, burnumu akitiyor.. Dizginler gitti elden. aldigim o kadar vitamin, ictigim portakal sulari neye yariyor ben anlamadim. Iyilesmeyi bekliyorum.

tabi ki guzel haber bu degil. Cok konusulan, beklenmese de icten ice istenen, acayip bir surpriz olan bir seyin haberini aldim bir arkadasimdan, icim pir pir.

Çarşamba, Ekim 15

hasta olmak istemiyorum

Ama galiba cok gec. sifayi kaptim bile. burnum akiyor, gozlerim akiyor.. ilac takviyeleri beni ayakta tutuyor, dersten ise zor dayaniyorum. Hadi be bunye, yen sunu diyorum!

Salı, Ekim 7

duzen

Disarda cok guzel bir hava var. Nerdeyse yagmur yagacak, hafif bir ruzgar - bahcemdeki muz agaclarinin yapraklairnin birbirine surtunmesinin sesi, hisir hisir.. Gunlerdir yagmur yagsin diye bekliyorum, tembellikten tabi - bahcem dogal yollardan sulansin, ustume atlayan cekirgeler, etraftaki sinek bortu bocekle hasir nesir olmayim diye.. ama bugun olacak galiba! heyecanla bekliyorum...

Florida'dan Bruksel'e tasinacak olmaktan midir nedir bilmem, artik kapali ve yagmurlu havalari sever oldum. Bunye kendini alistirmaya calisiyor sanirim. Tasinmaya 2 ay kaldi nerdeyse, dusundukce heyecanlaniyorum..

Bulasiklarimi yikadim, yikarken dizimi izledim - Yol arkadasim, izleyiverdim gari yani, ege aksani cok seker geliyor. Simdi kahvemi aldim elime, dersleri actim onume. Herkese iyi geceler diliyorum.

Bu arada, 2 gun once gordugum ruyayi da anlatmadan gitmiyim. Boyle bodrum falan gibi bir yerdeyim. Iskele uzerinden denize ekmek parcalari atiyorum. Baliklar yesin diye herhalde. Ilk yunuslar ve boyle minyatur balinalar geliyor. Cok sasiriyorum. ama bir bakiyorum, penguenler yuzuyor bana dogru heyecanla. Hic bitmek bilmeyen bir ekmek stokum var, attikca atiyorum. Yunuslar cigliklar atiyor, insanlar beni izliyor. en sonunda da yuzerek ve de kanolarla hawaili gorunumlu insanlar geliyor. O sirada uyandim, icimde garip bir hisle.

Bir de insanlar denize girip penguenler, yunuslar ve balinalarla yuzuyorlardi, ama ben cekiniyordum. Suya girmek istemedim hic. Gerci hayatimda bir defa bir yunus ile temasim oldu, cok kucuktum ve Hilton Head diye bir tatil kasabasindaydik halamlarla. Tekne gezisindeydik, ve de herkes balik veriyordu yunuslara. Benim baligim yoktu, ama elimde bir kart vardi. Onu uzattim yunusa. Yunus da aldi karti..

Sonra ne yapti hic bilmiyorum, bu ne ya falan demistir hehalde.. simdi kendimi kotu hissettim.

Bir de yan bilgi vereyim hemen. Yunuslar dostumuz bizim, cunku yunus olan yerde kopek baligi olmazmis. yunuslar oldururlermis kopek baliklarini. yani bir yerde yunus varsa rahat rahat girip yuzebilirisniz, benden garanti!

Pazartesi, Ekim 6

pazar-tesi

bugun bir eposta gonderirken sonuna, umarim kolay bir pazartesi geciririsiniz yazdim.. Kendim icin de kolay bir pazartesi diliyorum, kendime yeni bir bardak kahve almaya gidiyorum...

Herkese kolay gelsin!

Cumartesi, Ekim 4

batan geminin mallari..



Tamam belki de batan geminin mallari degil ama iste dayanamadim aldim. Kabul, Bruksel'de terliklere yilda sadece 1 ay falan ihtiyacim olacak - ama yine de gorunce dayanamadim, hem de benimkiler bu renk degil - kirmizi, pembe, krem ve siyah olani - onun resmi yoktu..




Hirka yun ve her zaman giyebilirim. Ceket desen, zaten o konuya bile girmicem.. Yani evimdeki esyalari satmaktan kazandigim butun paralar yandi bitti kul oldu.. Hmm, simdi ne satabilirim acaba? :)

(Anne kizacaksin, yine mi alisveris yaptin diye, ama napiyim - kendime hakim olamadim)

Cuma, Ekim 3

yine bir cuma gunu iste...

Bir an once bitse de isten cikip eve gitsem.. bugun kuzenimle alisverise gidicez bir iki magazaya- burda ucuza J Crew ve anthropology mallari satan iki dukkan var, batan geminin mallari gibi orda bir seyler bulmaya calisicaz..

Efendim, bu aralar ders calisamiyorum pek - her sey gozumde o kadar buyuyor ki nerden baslayacagimi bilemiyorum.. O yuzden de kendimi alisverise vermek istiyorum :) Bakalim bugun icin kotu planlarim var..

Bir de bu aralar biraz havaya girdim galiba, universite capinda bir odul olan outstanding international student awardi kazandim bizim fakulteden.. Is yerinde falan arada bir sey yapmamak icin naz yapiyorum sakadan, hemen patronum - outstading international olabilirsin ama bunu yapman lazim uzgunum :) diye benimle dalga geciyor.. Ofis pek egleneceli, okul is - not so much!

Bu hafta da boyle geciverdi.. amanin amanim, yavas yavas tutusmaya mi basliyorum ne :)

Perşembe, Ekim 2

kulak iltahaplari ve obezite

Bizim okuldaki bir profesor, ki bu kadinin alani tat alma ve koku, cok yeni bir kesif ile bilim dunyasini sasirtti. Surekli gazeteciler arayip roportaj ayarlamaya calisiyorlar ve biz de bununla ugrasiyoruz bu aralar..

Bulduklari sonuclara gore, cocukken kulak iltihabi gecirmis insanlarin tat alma duyusu koreliyor. Cunku megerse tat duyusunu beyne gonderen sinirler kulagin ordan geciyor. Eger kulakta bir iltihap varsa bu sinirler de koreliyor.. Yani kulak iltihabi gecirmis kisilerin tat almasi koreliyor ve de giderek daha cok yag iceren yiyeceklerden hoslaniyorlar. Cunku yagin tadi guzel ve de o tadi almak kolay. Bu bulus ile obezite konusunda bir seyler yapmayi dusunuyorlar, amaclari en azindan kucuk cocuklari kurtarmak. bu arastirmanin devamini ilgi ile bekliyorum.

Çarşamba, Ekim 1

iyi bayramlar..

Bayramda Turkiye'deki herkesi arardim bayram tebriki icin, herkesin keyfi yerindeydi - biraz icim gitmedi degil hani. Sen napiyorsun diye soranlara, e burda normal bir is gunu ise gidiyorum dedim - icime dokundu! Bu ne ya, ben de artik bir an once daha yakinda olmak istiyorum, insan kendini burda bir koseye itilmis gibi hissediyor...



Bu da bizim 12 yillik emektar cici hanimdan bayram kutlamasi, kedimiz biraz vahsi yapilidir da - elinizi dikkatli uzatin ;)