Kendimden biktim valla, tez taz baska bir sey yazdigim yok. O ic daraltici, iskolik insanlar gibi mi oldum diye endise ettim birden. Biraz da eglenceli bir seyler yaziyim buraya istedim. Dun aksam yuruyus yaparkan biraz resim cekmistim, en iyisi onlari anlatayim..
Bu ilk resim halamlarinin evinin bulundugu mahallede minik bir golet. O kadar cezbedici geliyor ki her seferinde, yanina gideyim, o tas bankin uzerine oturayim (bank yerine alternatif kelime aradim ama bulamadim bir turlu). Gerci hemen insan kendine geliveriyor. Buranin timsahi, hamam bocegi, yilani, su yilani, ates karincasi falan derken insanda heves meves kalmiyor. Minik goleti uzaktan sevmek en guzeli deyip yoluma devam ediyorum...
Ikinci duragim da bu en sevdigim ev. Halamlarin yasadigi mahellede her ev birbirinden farkli, hepsi degisik stillerde yapilmis. Benim iclerinde en sevdigim ev ise bu. Neden bilmiyorum, rengi, o kivrimlari, yuksek tavanlari beni cezbediyor. Bu evde ust katta bir calisma odam olsun, masa pencerenin onunde dursun, pencereden bu golu goreyim istiyorum. Cok sey mi istiyorum?..
Buradaki bahar ve yaz mevsimi, malum Florida, inanilmaz rutubetli, sicak ve yagisli. Bu havayi cekilen yapan seylerden biri ise etraftaki yogun manolya kokusu. Bu kokuyu anlatmak zor.. Boyle insani gulumseten, cicek ama hafif limona kacan eksiligi olan bir koku. Ankara'da manolya gormedim ben, kokusunu da buraya geldikten sonra ogrendim. Koklamadiysaniz daha bir yerlerde mutlaka bir manolya agacinin yanindan gecin derim.
Anlatacagim ikinci koku da bu masum gorunen ciceklerin kokusu.. Halam ile yuruyus yaparken ne zaman bunlarin yakinina gelsek, off bu koku ne ya, diye geciriyordum icimden. Boyle sanki bir hayvan olmus falan gibi.. Tamam tamam biraz abarttim ama cok agir bir kokulari var. Halam onlarin sarmisak bitkisi olduklairni soyleyince cok sasirdim. Meger ne guzel cicekleri varmis sarmisagin.. Ama yani insan evinin kapisinin yanina da bunlari diker mi be kardesim diyorum hala.. Sicakta buram buram kokuyorlar..