Çarşamba, Aralık 26
Salı, Aralık 25
Okulun son haftası
Fotograftaki takvimde de görüldüğü üzere 3ü büyük gün! Heyecanlıyız. Hatta heyecan giderek artıyor diyebilirim. Bir yandan son hafta ve finallerin telaşı, bir yandan paper okumalar ve bir yandan da elimde listeler: Parise giderken bir şey unutmayayım diye... Bugun gidip gelinliğimi ve duvagımı alacağım, onu unutmamak önemli! Hala alınacak şeylerimiz var ama akışına bırakmış durumdayız. Bir ara alırız herhalde :)
Taşınmadan ötürü bize küsen ve bir türlü harekete geçemeyen orkidelerimizin 5i birden atağa kalktı. Yeni filizler, tomurcuklar.. Herhalde Paris'ten dönünce güzel bir sürpriz olacaklar bizim için! Ben de sürekli yeni orkidelere bakmaktan kurtulacağım. Evdekiler 3 aydır öyle kuru çiçek gibi durdukları için umudu kesmeye başlamıştım çünkü. Ofistekilerde hala bir numara yok. Burdan duyrulur, gereği arz edilir...
Pazartesi, Aralık 24
Tatil İstabul'u!
Menu fotografı cekmek yasaktır belki de bilemiyorum - ama dayanamayıp bu fotografı çektim. Menu'deki her şey çok enteresandı. Amerika'da hippielerin işlettiği kafeler vardır onlara benzettim- her sey organik, genelde sebze ağırlıklı bir menu, bol bol keçi peyniri lafı geçiyor...
İstanbul'da yapmak istediğimiz binlerce şey vardı: gitmek istediğimiz yerler, görmeyi istediğimiz insanlar.. Bu haftasonu bize İstanbul'a cok daha sık gitmmiz gerektiğini hatırlattı. O anlamda da harikaydı..
Pazartesi, Aralık 17
kar yağıyor
Haftasonu çok güzeldi. Sanırım son aylardır ilk defa bu kadar laid-back bir haftasonu yasadık. Alışveriş yaptık biraz, sevgilimi yemeğe götürdüm. Spora gittik, evi düzenledik, ayakkabılarımıza uzun süredir ihmal ettiğimiz bakımı yaptık, dolapları yeniden gözden geçirdik falan filan derken haftasonu bitiverdi.
Hmm, tabi Pasta Fagioli,yi unutmamak gerek! Pazar günü spordan gelip bu çorbayı yaptık. Aslında tam çorba demek de doğru olmaz çünkü yemek gibi bir şey. İçine epey bir şey koyduk. Biraz internetten bakarak, biraz da doğaçlama. Listelemeye çalışayım: Havuç, kereviz sapı, domates, soğan, sarmısak, maş fasuyesi, meksika fasülyesi, makarna, pastırma, salça, tuz, karabiber, kimyon, tarçın, defne yaprağı, kekik.. Piştikten sonra da üzerine doğranmış fesleğen. Off yani ben yaptıkm diye demiyorum ama inanılmaz oldu! Hatta yazarken bile birazdan yiyeceğim diye heyecanlandım :)
Aaa nerdeyse unutacaktım, evimizi süsledik biraz da, yılbaşı havasına girelim dedik. Onun da resmini çekip eklerim buraya. İkea'da, Migros'ta yılbaşı süsleri bitmişti - inanamadık. Sanırım aralık ortası ev süslemek için biraz geç bir vakitmiş - bir de bunu anladık..
İşte böyle. Yeni bir hafta. Yarın gelinlik randevum var. Cuma da İstanbul'a uçuyoruz, çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla. Umarım haftasonu hava düzelir de cumartesi günü İstanbul'un birazcık da olsa tadını çıkarırız!
Perşembe, Aralık 13
ilk donem
Annemler bu haftasonu 1 ayligina yine Amerika yolcusu. Babanem ve dedem'in ebeveyni yine ben oluyorum. Bakalim nasil olacak, umarim kazasiz belasiz gecirebilecegiz su 1 ayi! Tum umudum bu yonde en azindan, ama gidis pek de iyi degil. Bir 85 bir de 90 yasinda iki kisi ayni evde yasayinca zaten islerin cok da iyi gitmesini beklemek biraz anlamsiz! Ona da hayirlisi :)
Paris.. Az kaldi. Hatta cok az kaldi, 3 haftacik. Bunun 2 haftasi zaten okul ile dolup tasacak, final haftasi, odevler, projeler, sunumlar.. Off off.. O ucaga binip Paris'te her seyi unutmayi umuyorum! Gerci donunce final nutlarini sisteme girmem falan gerekecek ama olsun, girerim, napalim... Sonra 3 hafta falan ders yok ama tabi gelecek donemin hazirliklari var. Neyse, daha oralara gelmedik, daha oralara cok var!
Hayatim hafta hafta geciyor yine. Ogrencilik yillarima donmus gibiyim yeniden, haftalik yasiyorum.. Ama okul insani genclestiriyormus, o kesin dogru. Hani utanmasam bu hafta da derse gitmesem ne olur ki falan diyecegim :p
Herkese iyi hafta sonlari simdiden. Cuma en yogun gunum olsa da, yorgunluk olu bir sekilde arabama biniyor olsam da olsun, cuma cumadir. Ne olursa olsun haftanin en guzel gunudur.
Cunku cumartesinin hayalini yasamak her zaman cumartesiyi yasamaktan daha iyidir!
Perşembe, Aralık 6
Yilin ilk kari yagdi
Kar genelde sevilen bir seydir ama ben pek sevemiyorum nedense.. Cunku kar maalesef hicbir zaman o mukemmel bembeyaz halinda kalmiyor. Daha cok camur, yolda yuruyememe, kayma ve dusme gibi negatif hisler uyandiriyor bende bu havadan dusen beyaz taneler.
Gerci tabi evden cikip ise gitmek zorunda olmasak ve her kar yagdiginda kar tatili olsa o zaman bir itirazim olmazdi, tembel bunyem kari gayet benimsenirdi kanimca..
Su anda gunes acmis durumda. okulda ofisimdeyim. Birazdan derse girecegim. Reklamcilik stratejileri bugunki koumuz, dergiler, ornekler falan interaktif bir seyler yapmaya calisacagiz ogrencilerle.. Okulun son 3 haftasi kaldi Sonra gelsin sinavlar ve gitsin ogrenciler. Kampus bize kalsin. Rahat rahat park edelim, her yerde kolayca sira beklemeden yemek yiyelim.
Disimi siktim, bekliyorum, Hadi bitsin artik su donem!
Perşembe, Kasım 29
3.Ocak.2013
Planlar yapiyoruz.. Aslinda su anda tam olarak da yapamiyoruz cunku is yogunlugu var. Donemin sonu geliyor - son haftalari iyi degerlendirmek lazim.
Yilbasinda Paris'te sokaklarda dolasmak bile guzel olur diye dusunuyorum, ama yine de biryerlerde rezervasyon yapmamiz gerekir - ac kalmamak icin.. Bakalim, daha hicbir sey ayarlayamadik.
Ama mutluyuz, heyecanliyiz..
Perşembe, Kasım 15
kasimin 15i olmus
Neredeyse 3,5 yildan sonra doktorami yaptigim gainesville'e gidip geldim bayramda - cok ozledigim seyler olmus.. Ama iyiki de orda kalmamisim, bunu yasayip geri dondum. Bence emarika tatil, yemek icmek, alisveris icin tam bir cennet ama insan her seferinde dunyanin bir kosesine itilmis hissine kapiliyor - en azindan ben boyle bir hisse kapiliyoum.
10 Kasim'da Ataturk'u andik, Anitkabir'e gittik. Uzucu, yasananlar, gelinen nokta, o yetmez ama evet cilerin dustugu durum, ulkemizin hali.. Ataturk'u dusundum de, ne buyuk hayal kirikligi yasamis demek ki omrunde.. Biz omurumuzde ne hayal kirikliklari yasayacagiz acaba...
Evi nerdeyse toparladik, hatta bu haftasonu ilk yemekli misafirimizi de agirlamayi dusunuyoruz.. Bakalim...
Hayat hizla akip gidiyor. Donem nerdeyse bitecek, gelecek donem verecegim dersler belli oldu gibi.. Planlar planlar.. bakalim nasil olacak
Cuma, Ekim 12
bir hafta daha bitiyor
Haftaya carsamba gunu Gainesville'de olacagim. 3 yildan sonra. En son 2009'un Agustosunda Gville'deydim. Cok ozledim. Kisa bir New York seyahati sonrasi geri donus ve sonra yine ankara, yine okul.. taa ki Prag'a kadar. Prag'da yeni bir hayatin baslangici icin soz verecegiz. Cok heyecanlaniyorum. Tam 1 ay kaldi!
Ama her sey den once bu haftasonu, ilk bir onu atlatalim, oburleri sonra...
Cuma, Eylül 28
Ders arasi
Cumalar en sevdigim gundur normalde, ama bu 6 saatlik ders maratonu birazcik sogutuyor cuma gunlerinden! Neyse, donem daha basladi bir duzen oturtacagimi umuyorum.
Bugun kanepeleriiz ve sehbalarimiz geliyor. Hatta su anda eve yerlestirilmis durumdalar ama ikimiz de calistigimiz icin ancak is cikisi gorebilecegim ben maalesef.. Insan biyeler nasil oldu diye meraktan ders yapamayacak hale gelirse ne yapar bilemiyorum.. Artik ogleden sonra nefesimi tutacagim napalim :) Hizli hizli anlatip herkesi mutlu edecegim galiba. Mutual benefite ulasmis olacagiz!
Aksam da eski ofisten kizlarla bulusacagiz. Herkesi cok ozledim, simdiden heyecanlaniyorum.. Cumartesi pazar da eski hayatimiza geri donmeyi planliyoruz. Belki spor yapariz, evde yemek yapariz.. Birazcik keyif yapariz, belki ben biraz ders calisirim.. Mobilyacilara ya da ev alisverisine gitmeyecegimiz ilk haftasonu geliyor!!
Ben hayatimda ilk defa boyle sifirdan hevesle ev kuruyorum, yorgunlugu bahane aslinda. Cok guzel bir seymis. Hayatimda ilk defa kendi zevkime gore keyifle dosenmis gercek bir evim oluyor.. Evimiz oluyor. Cok guzel bir duygu.
iste boyle duygularla bitiyor bu hafta. herkese iyi haftasonlari...
Çarşamba, Eylül 26
Krem/piriltili elbise
Kisa, krem, pudra rengi, gumus, hafif dore pariltili falan da olabilir... Acik renk olsun, dar olsun, guzel olsun.. Goren bilen haber versin!
Pazartesi, Eylül 24
Dersler basladi
Yeni isim, dekore edilmis yeni ofisim, ogrenciler ve ben..
Akademiye gecis cidden buyuk bir degisiklik. Gelis saatlerin, cikis saatlerin, hepsi sana bagli.. Ders hazilamak keyifli. Bir yandan da bir konferansa yollanmak uzere bir makale uzerinde calismaya basliyorum, cok yavas yavas.. bakalim:)
Simdilik bu kadar. Ilk haftanin dersleri hazir, 2. haftanin da.. Bir yandan okuyorum, bir yandan yaziyorum. Mutluyum, cok huzurluyum :)
Çarşamba, Ağustos 29
Eski iş yeni iş
Pazartesiden itibaren Bilkentteyim.. Hadi hayırlısı :)
Salı, Ağustos 7
indirim çılgınlığı
O nedenle de ağustos ve eylül ayında alışveriş defterini kapattım. Bir şey almayacağım.. Biraz minimal hale geçmek istiyorum, dolapları tasviye etmek, giymediğim kıyafetleri elden çıkarıp giyecek kişilere vermek.. Dolapları hafifletmek... Ağustos ve eylül ayındaki kişisel planım bu!
Bir de tatlı telaşlar var ailemizde. Kardeşim kız arkadaşına evlenme teklif etti ve bizde de kız isteme, nişan, düğün telaşı süreci başlamış oldu. Bayramda İzmir'e kız istemeye gideceğiz. Eylül ortasında da nişanlanacaklar.. Çikolatalar, elbiseler, takılar, seyahat planları, uçak biletleri.. Şu anki gündemimizde hep bu konular var!
Pazartesi, Ağustos 6
Beklenen haber
Beklediğim haber geçen hafta perşembe günü geldi. Bilkent'te kadrom çıktı! UNICEF'i bırakıp tam zamanlı olarak öğretim görevlisi oluyorum.. Bir sürü planım var, yapılacak yayınlar, araştırmalar, danışmanlıklar.. ama ilk önce odamı düşünüyorum, odamı nasıl yerleştireceğim.. Nasıl eşyalar çiçekler alacağım falan diye! Tüm süreci burda anlatmayı planlıyorum.. Şimdilik ıvır zıvır belge ve gerekli evrak toplama sürecindeyim. Neler neler gerekiyor, her şeyin noterden onaylanması gerekiyor..
Noteler kalkacaktı hani.. Şu kalkma işi bana yetişseydi, neyse napalım..
Bilkent'teki odam için renk ve eşya düşünüyorum.. Duvar rengi olarak şunlardan birine ne dersiniz?
Aslında başka haberler de var, ama gizli ;) O yüzden şimdilik yalnızca bu kadar yazabiliyorum...
Herkese hayırlı bir hafta diliyorum!
Salı, Temmuz 10
beklemek
Şu anda hayatım tam bir planlar silsilesi. Biri belli olsa, çorap söküğü gibi, hepsi bir anda takip edecek gibi..
Zamanın geçmesini bekliyorum, heyecanla...
Perşembe, Temmuz 5
Melosh Hanımın yeni arkadaşı
Salı, Temmuz 3
2012 yazı
Öyle bir anda soğuklar bastırmadı. Temmuz oldu ve geceleri hala kalın yorganla uyuyorum, dışarda hırka giyiyorum ve birkaç aşırı sıcak gün dışında da hiç terlemeden oflayıp puflamadan gayet iyi idare edebiliyorum..
Mayıs'ta Antalya'dan sonra Haziran'da da Bodrum'a giderek yılın deniz sezonunu iyice açmış oldum. Bodrumda her sabah 8'de denizdeydik ve bir saat yüzdük her gün. Kaldığım 4 günün 2sinde öğleden sonra da 40 dakika falan yüzdük annemle. Aile ile tatil yapmak farklı, insan hep çocuk gibi hissediyor kendini.. Biraz daha farklı ama güzel. Dinlendirici. Bol bol yemek yapıp yedik, kitap okudum, uyudum, evi düzenledik falan derken zaten 4 gün geçiverdi..
Temmuzda da var Bodrum planları. Yine kısa haftasonu tabi. Öyle uzun uzun tatil yapamayacağım gibi. Bakalım.. Bir haberler bekliyorum, her şey ona bağlı!
Melosh hanım yaz için bana taşındı. Sürekli dışarda çimlerde geziyor, onu da kış hantallığında çıkarmayı düşünüyorum. Evde bir kedi olması ne kadar güzel bir şeymiş - özlemişim..
Cuma, Haziran 15
St. Petersburg'da en sevdiğim restoran
5 günlük St. Petersburg maceramızın bugün sonuna geldik. 7de uçağımız kalkıyor. Buradayken Rus, Gürcü, ve uluslararası yemek servis eden yerlerde yemek yedik. Çok sayıda sushici var, daha onu deneyemedim, belki bu öğlen..
Ama şu ana kadar en sevdiğim restoran: Chipollino'ydu. çok tatlı bir italyan restoran'dı ve sonunda biraz comfort food yeme isteğimi tamamen tatmin etti! yolunuz St. Petersburg'a düşerse mutlaka uğrayın!!!
Salı, Haziran 12
St. Petersburg'dan sevgilerle..
Sonradan daha detaylı açıklamalar yazarım.. Toplantıya geri dönüyorum şimdi!
Perşembe, Haziran 7
Yaz geldi, yaz!
Haftaya St. Petersburga gidiyorum 1 haftalığına. Ondan bir hafta sonra da Bodrum'a gidiyorum 4 günlüğüne.. Zaten sonra da yaz gelmiş olacak! Yanmış olacağım, krem bikinimi giymeye iyice hazır olacağım..
Başka bir değişiklik de var ufukta, bakalım.. Olmasını çok istiyorum, umarım olur! Olunca yazarım!
İşte böyle, haftaya St. Petersburg'dan canlı yayın yapar arayı kaparım artık...
Perşembe, Nisan 26
Yıllardan sonra ilk kez bayıldım.
Doktora gitmiştim. Testler yapıldı. Ödeme yapmak için sıra bekliyordum ki bir anda içimde bir sıkıntı hissettim, sonra midem bulandı, sonra kulaklarım uğuldamaya başladı, sonra gözlerim karardı - ve gitmişim. Neyse, dinlenip geri ofise geldim. Bugün yavaş bir gün. Erken gideceğim eve. İşte böyle..
Yarın cuma! Bilkentteki son 2 dersim. Dersten sonra da Afyon'a gidiyoruz - Güral Afyon'a. Hamam, kese, masaj falan. Dinlenmeli bir haftasonu planlıyorum.. Tüm ailemiz orda olacak- herkesle hasret gidermek de çok iyi gelecek.. Ay hadi cuma olsa bir an önce!
Salı, Nisan 24
Çarşamba, Nisan 18
haftasonu kaçamağı
Haftasonu Amasra'dayız. Hava yağmurlu - ama olsun, yine de yürüyüşler, Çakraz'da keyif ve de bol bol yatıp uyuyup bol bol kitap okuma planım var.. Kim bilir - belki araya film bile sıkıştırırız.. Çok heyecanlıyım - yani neredeyse cumartesiyi bekleyemeyeceğim.. Nerdeyse değil - bekleyemeyeceğim!!!
Ofiste bu hafta 2 haftada yapılacak işi 2 günde yapma rekoru denemeleri yapıyoruz resmen.. Gerçi kimsenin bizi Guinness Rekorlar Kitabına aday göstereceğini de sanmıyorum.. Her akşam işten çıkarken bir yandan oh be diyorum, bir yandan da öbür gün yapılacak işlerin ağırlığı üzerime çöküyor resmen.. Neyse geçecek, bunlar da geçecek..
Herhalde işteki yoğunluğun etkisinden olsa gerek, geçen gece rüyamda 3. çocuğuma hamileydim. Daha biri bile ortada yokken, onu bırak evli değilken, onu geç ortada koca adayı bile yokken (!) bu rüya ne alaka denebilir ama işte rüya bu - insan ne göreceğini seçemiyor :)
Neyse, 3. çocuğuma hamileyim ve çocukların arası 2 yıldan az. Bizim idari işler müdürümüz beni yanına çağırıyor ve diyor ki emelcim çocuk sahibi olmak çok güzel bir şey ama biz senin yerine replacement aramaktan/bulmaktan bunaldık. Yani daha çocuk sahibi olmayı planlıyor musun? diye soruyor bana.. Ben de e bunun 4'ü var, 5'i var diye cevap veriyorum, umutsuzca yüzüme bakıyor, bir şey de diyemiyor tabi :)
Neyse, herhalde yoğunluk gördürdü bu rüyayı bana. Hadi 3 neyse de 4-5 i ben bile gözümün önüne getiremiyorum...
Herkese iyi 23 Nisanlar.. Siz de eğlenin, dinlenin, keyif yapın.. 1 günlük bir tatil bile olsa bu tatilin tadını çıkarmak gerek!
*Resimler 3 yıl önce çekilmişti. Çekeni sevgiyle anıyorum... Selam çakıyorum!
Salı, Nisan 10
ruhu dinlendirmek
Orkideler yine coşuşta!
İnsan hayatın akışı içersinde bazen fark edemiyor kendine nasıl yüklendiğini, omuzlarında nasıl bir yük taşıdığını. Bunu yalnızca iş hayatı olarak kastetmiyorum, özel hayatlarımız da böyle.. Bazen öyle yükler alıyoruz ki üzerimize - sonra işin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyoruz..
Etrafıma bakıyorum, birbirinden memnun olmayan çiftler, hayatında istediklerini gerçekleştiremeyen insanlar.. Bile bile yapılan hatalar, yanlış kararlar.. İnsan hayatın koşuşturmacası içersinde kendinden uzaklaşıveriyor..
Bu sabah bir arkadaşımla konuşuyordum telefonda, ay sesin ne güzel geliyor diyip durdu.. Güzel geliyordu çünkü :) İnsanın hayatında heyecanlar, yeni hevesler eksilmişse sesi de ağırlaşıyor, ruhu yoruluyor.. Ama yeni sahiller her zaman umut dolu! İnsan ne kadar geç yatmış olursa olsun yine de mutlu uyanıyor, hevesle kalkıyor o yataktan...
Ben buldum galiba.. Hele şu aralar rahmetli Meral Okay ve eşi Yaman hakkında yazılanları da okumak etkiledi beni sanırım.. "Onun kadar karısına çiçek alan bir insan evladını analar doğurmamıştır," yazmış ya Meral Okay, orda dedim hah işte! İnsanın değerini bilen insanları sokması lazım hayatına..
Melosh hanım evde kurumuş tavuk kemiğiyle oynarken suçüstü yakalandığı an!
Hayatına değer katan insanları, sana kendinden bir şey ekleyen insanları, bilmediğin yönlerini ortaya çıkarmana yardım eden insanları, sana bir şey öğreten insanları, birlikteyken - umutsuz bir mutsuzluğu, çaresiz bir sessizliği değil de - heyecanı ve umudu paylaştığın insanları sokman lazım hayatına. Birlikte kendin olabildiğin, iç çocuğunu atlı karıncaya bindirirken iç ebeveynlerinin oturup bir latte paylaşabileceği insanları sokman lazım hayatına. Birlikte deli gibi gülebildiğin, yanında hiç çekinmeden saçma sapan şeyler için ağlayabildiğin, seni ne olursa olsun olduğun gibi kabul edebilecek insanları al sadece içeri - sadece onları al ki onlar da senin için ne kadar değerli olduklarını anlayabilsinler!
2 haftadan sonra kuyruk bey ile garajda ilk karşılaşmamız.. O kadar mutlu olduk ben ağlayacaktım, o da kafasını ağzıma sokmaya çalışıyordu :)
Tabi ki depresif ve daha mutsuz günlerin oluyor. Ama hayat, bana yaşattıkların için sana bir kez daha teşekkür ediyorum!
Bu arada, paylaşmadan edemeyeceğim.. Iphone'u olmayan bir insan olarak şu instagram kullananları kıskanıp duruyordum ki - pixlr - ı keşfettim! Muhteşem bir şey - mutlaka deneyin...
Salı, Nisan 3
günün sözü
Çarşamba, Mart 28
Help! by Ariane Mnouchkine
Help !
(Theatre)* Life, come to my rescue !
I am asleep. Wake me
I am lost in the dark, guide me, at least towards a candle
I am lazy, shame me
I am tired, raise me up
I am indifferent, strike me
I remain indifferent, beat me up
I am afraid, encourage me
I am ignorant, teach me
I am monstrous, make me human
I am pretentious, make me die of laughter
I am cynical, take me down a peg
I am foolish, transform me
I am wicked, punish me.
I am dominating and cruel, fight against me
I am pedantic, make fun of me
I am vulgar, elevate me
I am mute, untie my tongue
I no longer dream, call me a coward or a fool
I have forgotten, throw Memory in my face
I feel old and stale, make the Child in me leap up
I am heavy, give me Music
I am sad, bring me Joy
I am deaf, make Pain shriek like a storm
I am agitated, let Wisdom rise within me
I am weak, kindle Friendship
I am blind, summon all the Lights
I am dominated by Ugliness, bring in conquering Beauty
I have been recruited by Hatred, unleash all the forces of Love.
* Theater'ı life ile değiştirdim, hayat da bir tür tiyatro zaten...
Cuma, Mart 23
Tarot falima baktırdım..
Çok acayip şeyler çıktı.
Şimdi yapmam gereken falda çıkan şeyleri gerçekleştirmek!
Salı, Mart 20
hayat bazen insanı öyle bir affallatıyor, öyle bir ortada bırakıyor ki..
su içmeyi bile unutuyorsun. Hatta nefes almayı. Hatta o anda yaşadığını bile unutuyorsun.. Kalbin duracak gibi oluyor, ağzından fırlayacak gibi oluyor.. Ne hissettiğini bile anlayamıyorsun..
İşte insan bence böyle anlar için yaşıyor.. Böyle anlarda yaşadığını hissediyor.. Yoksa her gün maydanoz gibi yaşayıp gidiyoruz... Günler geçiyor, zaman geçiyor.. Kitaplar okuyorsun, filmer izliyorsun, yemekler yiyorsun, arkadaşlarınla görüşüyorsun, alışverişe gidip eve peynir, süt, yumurta, şeftali suyu, donuk pizza, patates ve soğan alıyorsun, kıyafetleri kurutemizlemeye bırakıyorsun, kıyafetleri kurtemizlemeden alıyorsun, eve temizliğe gelen hanıma bırakmak için para bozduruyorsun.. Falan yapıyorsun, filan yapıyorsun..
Ama işte bazen öyle bir şey oluyor ki, kalakalıyorsun, süt müt aklına gelmiyor. maydanoz değilmişim diyorsun.
Şükrediyorsun.
Bodrum güncesi
Bodrum'da o kadar hızlı geçti ki günler her gece yorgunluktan baygın bir şekilde uyuyordum.. Evin boya rengiydi, bahçe bitkileriydi, perdeleriydi, beyaz eşyalarıydı, dekorasyonuydu, eşyalarıydı falandı filandı derken kafası kesilmiş tavuklar gibi etrafa saldırıyor haldeydik..
İlk iki gün soğuk ve rüzgarlıydı ama 3. gün inanılmaz güzel bir yaz havası yaşattı bize bodrum. Öyle ki hiç dönmek istemedim.. Mayıs sonunda bir daha gideceğiz inşallah - bu sefer tam olarak her şey halledilecek ve ev yaşanacak hale gelmiş olacakdiye umuyoruz.. Sonra da ara sıra yaz kaçamakları yapmayı düşünüyorum!!
Perşembe, Mart 15
10 dakikaya işten çıkacağım...
Sonra havaalanı, sonra uçak, sonra bodrum, sonra otel.. Güzel bir uyku ve sabaha da güneşli bir günde Bodrum'da hem ev alışverişi - hem de aile saadeti. Ankara'nın bu seneki buzul çağı vari kışından sonra kendimi o güneşe bırakmak nasıl da iyi gelecek, nasıl da kemiklerim ısınacak..
Ay 10 dakika bile ekleyemeyeceğim desem kimse bana inanır mı?!
Çarşamba, Mart 7
Mart ayına giriş yapmış bulunuyoruz..
Normalde sevimli ankaramzda Mart kapıdan bakdırır, kazma kürek yaktırır yaklaşımı popülerdir ancak havalar (maşallah, nazar değmesin) son 7 gündür iyi gidiyor. Hatta bahar geldi diyesim bile geliyor! 3 Aralıktan beri her yer kar - inşallah hepsi eriyecek!!!
Cumartesi ve Pazar İstanbuldayız. Haftaya da kısacık bir bodrum kaçamağı ailecek.. Mayıs sonu haziran başı 1 haftalık Rusya, beyaz gecelerde orada olacağız gibi.. Ay yazı düşündükçe ağzımın suları akıyor birazcık - hadi havalar - en azından şu kalın paltolarımızdan kurtulalım yahu!
Pasta sevgili arkadaşım Zeyno'nun biricik oğlu Kerem'in 1. yaş pastası. Hep birlikte yapıp süsledik - bilmem belli oluyor mu? :)
Perşembe, Şubat 23
Salı, Şubat 21
Nerdeyse Çarşamda
Nerdeyse haftanın yarısı yani :)
Heyecanla perşembeyi bekliyorum: hem masaj randevum var. Hem babanemin doğum gününü kutlayacağız aynı gün. sonra da Kerem Görsev - Allan Harris konserine gideceğiz! Hepsine nasıl yetişeceğim bilemiyorum - ama olacak bir şekilde.
Cuma da Jolly Joker'de Duman konseri. Cumertesi ve pazar da evde otururuz herhalde.. Herkese şimdiden iyi haftasonları diliyorum - ben şu andan itibaren sadece haftasonunu bekliyorum :)