Salı, Şubat 8

günler geçer...

Zaman geçiyor, hastalıklar ouyor, planlar iptal oluyor, hastalıklar geçiyor, yeniden planlar yapılıyor.. Arkadaşlar bebek bekliyor, arkadaşlar doğuruyor.. Kimileri evleniyor, kimileri ayrılıyor, yeni işler, yeni aşklar... Zamanın hızına yetişemiyorum bazen..

Ofis bu aralar çok hızlı. İşler çok yoğun. Güzel şeyler yapıyoruz, ama yoruluyoruz.. Yorulmadan da bir şey olmuyor...

Bu aralar spora pek gitmiyorum, gidemiyorum desek daha doğru.. gitmem lazım ama, pilatese gidemesem bile evimin altındaki spor salonuna daha çok gitmeliyim.. şu yorgunluk bir geçsin de sonra..Sonra da sonra... 2 hafta sonra 4 gun kapadokyadayız. Ofisçe dinlenme tatili! Uzun yürüyüşler ve baya üşümeli bir hafta olacak. O zaman biraz dinlenebilirim diye umuyorum..

Günlar geçiyor, ama sanki yeterince hızlı değil.. Mesela yaz gelse, hava ısınsa.. Kışı ilkbaharı ve sonbaharı sevmeyen biri olduğum için yılın 3 ayını sevmeye mahkum biriyim.. Yazın deniz kenarında olmak. Yazın güney Afrikada olmak hatta.. Olabilir, niye olmasın... Sabah sabah aklımda Güney Afrika, safariler, aslanlar kaplanlar...

Aslanlar kaplanlar demişken, dün evdeki minik aslanı alışımızın 2. yıldönümüydü. 7 Şubat 2009da kurtulmuştu kendisi o yaşadığı sığınaktan. aldığımızda 2,5 yaşında falandır demişlerdi.. Bana 6 aylık gibi gelmişti. Şimdi bu hesaba göre 4,5 yaşında minik bir aslancık kendileri - ve ben kendilerine bayılıyorum!!!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Bak yazmışsın TEo demiyorum o yüzden. Harika olacak her şey :)) Karamsar yazma

emelo dedi ki...

Hahahahaa çok teşekkür ederim, tembellikten yırttım, itibarımı temize çıkardım!