Cumartesi, Mart 16

ordan burdan şurdan..

Yine toplama bir yazı olacak.. Aslında burada paylaşmak istediğim konular var ancak bir türlü o konsantrasyonu yakalayamıyorum. O nedenle de oluyor bir ordan burdan surdan yazısı daha.. Neyse, idare edeceğiz artık, yapacak bir sey yok.

BilCat - Okulda kedilere bakan bir grup var.. ODTU kadar olmasa da bizim de kedilerimiz var. İnsanın günü güzel gidiyor bir kedi ile muhabbet ettikten sonra :)

Akademik kariyere giderek daha çok alışıyorum. Okulda vakit geçirmek, öğrencilere destek olmak, fikir alışverişinde bulunmak giderek daha mutlu ediyor beni.. Bu aralar referans mektubu zamanı - referans mektupları yazıyorum.. Ögrencilerle birlikte bir havuza dilek atmak gibi bir şey - heyecanla sonuçları bekliyoruz..

Bir workshop düzenliyoruz - ordaki sunumlarıma hazırlanıyorum.. Sevgili Şirrocuğumun pazarlama dersine gidip pazarlamada reklamın rölü üzerine bir konuşma yapacağım.. Ona hazırlanıyorum. Bir yandan 2 ders - her hafta hazırlık.. Bir makale yolladım, o da aynı dilek kutusu misali.. heyecanla bekliyorum.. Başka bir proje üzerine çalışıyoruz.. Önümde listeler, kağıtlar, makaleler.. Akademik hayata alışmak böyle bir şey işte.

Bir de unutmadan, artık bir asistanım var :) İnsanın asistanı olması çok güzelmiş - bana destek oluyor, hoşuma gidiyor..

Nil'in konseri.. O kadar enerjik bir insan ki - bakıp şaşıyorsun.. Biraz önce oturup zencefil çayı içen biri 2 dakika sonra sahnede nasıl böyle coşuyor.. Pozitif ve yüksek enerjisi olan insanlara hayran olmamak elde değil..

 Amasra by day & Amasra by night.. Çok güzel bir haftasonu kaçamağı Amasra.. Fırsat yaratın ve gidin. Salatası, balığı harika.. Doğası da öyle..

Amasra'nın takma adı Çeşm -i Cihan - yani dünyanın gözü. 2 koy sırt sırta durduğu için Amasra, özellikle de tepeden bakında bir kurukafa gibi gözüküyor. Fatih Sultan Mehmet Amasra'yı almak için geldiğinde Lala'sına söylemiş bu benzetmesini - ordan sonra da adı Çeşm-i Cihan olarak kalmış.. En güzel balık yenecek yer ise Mustafa Amca'nın yeri. Küçük koyda. Rezervasyon gerekebilir - hele bahar ve yaz mevsiminde mutlaka gerekir!


Bu Brüksel'de görüp hayran kaldığım bir olaydı. Mete ile akşam yürüyüşü yaparken Park Oran'da karşımıza çıktı. Kullanmadığımız eşyaları bazen sırf kime vericem ki diye tuttuğumuz oluyor hepimizin; ancak bu kutuya atınca ihtiyacı olanlara ulaştırılıyor. Kıyafet, oyuncak, nevresim, battaniye.. Bayıldım - artık bizde de bu kutulardan olmasına çok çok sevindim.. Umarım bilinçsiz insanların çöp kutusuna dönüşmezler!!

Ve, last but not the least - yani son ancak kesinlikle önemsiz olmayarak - iğrenç bir çevirme denemesi oldu ama neyse.. Orkideler! Evimiz bayram yerine döndü.. Renk renk güzelliklerimiz var. Bakmaya doyamadığımız için mutfak masasında başrölü onara verdik. Her an göz gözeyiz.. Hatta gözlerinin içine bakıyorum aman çiçekleri gitmesin diye.  Açmayanlara da burdan sesleniyorum, açın sizin resminizi de blogumda yayınlayayım.. Kıskanmayın, siz de yapın.. Hodri meydan :))

Herkese güzel bir haftasonu diliyorum.. Pazar günü kar gelecek diyorlar. Ancak bizim pazar günü için çok güzel programlarımız var..  Geleceği varsa göreceği de var diyorum.. 


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhabalar,

Blogunuza orkide merakımdan oturu tesadufen denk gelmistim. Fakat orkidelerin disinda yazilarinizi da keyifle takip ediyorum.
Benim de evimde epeyce orkidem var, hatta bu aralar benimkiler de ciceklenmis durumda; beni simartiyorlar :) Beni yildiran konu ise, bu guzelleri sulama seanslari. Sayica cok olduklari icin ve butun su saksilarinin altlarindaki deliklerden asagi suzuldugu icin sulama konusu gercekten bir kulfet haline geliyor. Acaba siz nasil bir cozum buldunuz merak ediyorum. Paylasirsaniz cok mutlu olurum.

Sevgiler,
Demet

emelo dedi ki...

Demet merhaba.. Ben orkide saksılarını kapalı saksıların içine koyuyorum ve tam kıvamında su veriyorum.. Onun da bir resmini çeker buraya yüklerim..

Sevgiler...