basliyoruz
Bugun yola cikiyoruz, artik gelince uzun uzun anlaticam anilarimizi
Health benefits of red wine
Humans have consumed wine for thousands of years. Grape cultivation and wine consumption began in ancient Mesopotamia and Egypt around 4000 BC. And since then wine's health benefits have been widely touted… from healthier blood vessels to anti-aging effects to stronger bones. In fact, ancient Greek doctors, including Hippocrates, prescribed wine to treat patients.
Now researchers have found that red wine curbs tissue damage caused by periodontal [pear-ee-oh-DON-tull] disease. Also called gum disease, it's dangerous because destructive oral bacteria break down hard and soft oral tissues, leading to bleeding gums, tooth movement and even permanent tooth loss.
An estimated fifteen percent of adults ages twenty-one to fifty and sixty-five percent of adults over fifty are affected by the disease. But now they have an added reason to drink up: Canadian researchers have discovered red wine contains antioxidants that significantly curb the inflammation periodontal disease causes. That could make them potentially useful in the prevention and treatment of the affliction.
These compounds, called polyphenols [polly-FEE-nallz], are found in red wine, particularly in grape seeds. Polyphenols also have anti-tumor characteristics, and are even believed to help prevent heart disease.
So the next time you open a bottle of red wine, you might want to go ahead and toast to your health. Still, be mindful of how much you drink. A little can go a long way when it comes to wine's winning properties. As they say, too much of a good thing can be downright bad.
Simdi bu yaziyi aynen koyuyorum, cunku yazinn tamamini ben yazdim - hic korkum yok copyright mopyright.
Eger radyo haberini dinlemek isterseniz linki:
http://www.news.health.ufl.edu/heartbeat.asp?ID=8037
Bu haftasonu cok yogun gecmemis gibi geldi, ta ki neler yaptigimi dusunene kadar.. Cumartesi gunu bir suru ivir zivir is hallettik, alisverise gittik - turkiye'ye gitme vakti yaklasiyor ve hediye almak icin de zaman gerekiyor haliyle.. Cok verimli olamadik hediye konusunda, ama daha hala vakit var. Telif haklari bu aralar cok konusuldu. Resmi ben cekmedim, bu siteden alip kullandim: http://www.automotto.org/images/goldfishcar.jpg.
Cumartesi aksami bol sohbetli cok guzel bir iftar yemegine gittik - yemekler cok guzeldi, ama ben asil tursuya bittim :)
Pazar gunu bir arkadasimizin baby shower'i vardi. Ben ilk defa gittim baby shower'a.. fikir olarak guzel bir sey belki, ama boyle yarismali falan olmasi - ya da ordaki bazi insanlarin oyunlari yarismaya cevirmesi cok hosuma gitmedi.. Hediye acma kismi eglenceliydi..
Pazar aksami, ramazanin son gunu, Big Lou's da pizza yedik - her zamanki gibi guzeldi.. Sonra da mimarlik fakultesinin bilgisayar lab'ina gittik, ben istatistik odevi yaptim (calistim en azindan), poster bastik. Cok eglenceli bir proje ile ugrasiyoruz su anda ve bitince cok guzel olacagini dusunuyorum. Buraya resim koyacagim. ama kisaca: o kullanilmayan cd kutularini degerlendirmekle kalmayip, onlarla bir sanat eseri yaratabiliyorsun.. Cok yakinda!
Bu gun bayram. Sadece babanem ile telefonda konusabildim. bir daha da kimseyi arayamadim. Hem Turkiye'deki hatlar, hem de Mezun'un hatlari cok yogun.. Ama aramazsam dedem kesin kuser, o kim aradi, kim ne zaman aradi hepsinin hesabini tutmaktadir simdi.. Mutlaka aramam lazim. Aksam bir de bayram yemegi daveti aldim. Bayramliklarimi giyip halamlara gidiyorum :)
balik kraker'in de hikayesi su: ben normalde ofiste krem peynirler, ve yenecek ivir zivir seyler tutuyorum, ama her seyim bitmis ve bir tek balik kraker kalmis.. balik malik demeyip goturuyorum.. Boyle iste.
Hepimize guzel haftalar. Biz carsamba gunu yola cikiyoruz ve cok heyecanliyim, ne istatistik odevi, ne de okumalar cok umrumda. Hangi helikopter turuna binicez, grand canyon'un dibine inip piknik yapacak miyiz, ve hangi turun puanlari daha iyi - hangisi daha guvenli, su anda aklimda bir tek bunlar var.
Simdi ben bir de bunlara hikaye yazdim kafamda bu fotograflari bu siraya koyarken.. Siyah ile Beyaz ne guzel eglenirlerken bir anda ortaya bir kara kedi cikiyor, hatta aralarina giriyor.. Beyaz onu durdurmaya calisiyor, ama Siyah kedinin pesinden kosucam falan derken yerlere dusup rezil oluyor. ama Beyaz onun yanindan ayrilmiyor. Bir nevi turk filmi oldu.. Olay farkli yorumlara da acik ama. Herkes kendi hikayesini yazabilir.
Iyi cumalar diliyorum. Bugun iste normalde kaldigimdan cok daha uzun kalicam, bakalim bu hayati yasam fonksiyonlarimi bugun nasil etkileyecek: Is yerimiin tansiyonumu dusurme ve atesimi cikarma ve de daha hafif olsa da basimi agritma gibi yan etkileri oluyor da cogu zaman...
Bu haftasonu buraya sonbahar geldi. Bir anda sogudu hava..
Artik daha kalin giyinmek gerekiyor, zaten usuyen ben toptan usuyorum.. Ama bir yandan da cok sicak gecen uzun bir yazin ardindan ilk defa disarda durmaktan keyif aldik bu haftasonu.
Degisiklik iyidir, biraz da kalin giyinelim deyip ise geri donuyorum :)
Benim oturdugum sitenin onunde Gainesville'in en uzun grafiti duvari bulunmakta. Ve burasi tam bir mesaj gonderme ortami olarak isliyor. Boylece dogumgunu kutlamalarini, ilani asklari, garip garip cizimleri her gun yakindan takip ediyorum ben de.. Bazen cok sirin seyler oluyor bu duvarda ve genelde her duvar yazisinin omru 1-2 hadi en fazla 3 gun oluyor.
Ben sevdigim yazi silinip ustune bir sey yazilinca hep bir burukluk yasiyorum. O yuzden ben de sevdigim duvar yazilarinin fotograflarini cekip buraya koymaya karar verdim. Buyrun bakalim, bu bugunun eseri!
Bu cumartesi oglen saatlerinde kahve ziyarete geldi. Evde salonda otururken bir anda bir baktik, balkon kapisinin onunde bekliyor, acalim da iceri alalim diye.. Pek bi eglendik, bi yarim saat iceri girdi, geri cikti, geldi gitti.. oyle oyle yavas yavas alistik birbirimize.. sonra kapiyi kapadik, o da gitti. Pek keyifli kedili dadkilar yasadim kedi hasreti ile yanan bendeniz
Orhan Pamuk benim severek okudugum bir yazar. Zor bir yazar, mesela Kara Kitap'in bazi yerlerince cok zordu devam etmek ve gercekten sabir ve okumaya devam istegi gerektiriyordu. ama cok guzel bir kitapti. Beyaz Kale de oyle.
Istanbul'u cok begenmistim ben, o kitap icin okunmasi zor diyenler olmustu, hayret etmistim - herhalde en son okuduklari sey Pitircik serisiydi.. Neyse, Orhan Pamuk'un Nobel edebiyat odulunu almasina sevindim ben, ne olursa olsun. Diger Nobel edebiyat odulu alanlarin hepsini okumadigim icin tam bir degerlendirme de yapamayacagim. Blindness diye bir kitap okumustum, o almisti sanirim, emin degilim, ve zor ama guzel bir kitapti.
Turk gazetelerini okuyunca bugun insanin kafasindan bir suru dusunce geciyor. O kadar cok yorum, o kadar fakli bakis acisi, insanlarin yorum kavgalari.. Gazeteleri okurken yoruldum.. Adam Nobel odulu almis, bence mutluluk duymaliyiz. Kac Turk nobel odulu almaya hak kazandi su zamana kadar. Politik oyun diyenler var, politik oyun oldugunu dusunmuyorum ben, politik oyun demek de bir politik oyun.
Fransa'nin cikarmak uzere oldugu yasa ise gercekten cok cirkin. Her olayin iki tarafi olabilir, ve bunu boyle kabul etmek, sempati duymak falan anliyorum. Ama bir seyi soylemenin yasak olmasi cok cirkin ve insan haklarina aykiri..
Umarim parlementodan gecen bu yasayi senato reddeder.
Aksam ne zaman disari ciksam bizim muhtar ve bu aksam kahve adini taktigim kediler orda, hemen kosa kosa geliyorlar, neler olup bitiyor bir kontrol ediyorlar..
2 gun once sabah uyanip salona gittgimde kahve bahcemdeydi. Ben onu izlemek icin kanepeye oturdum, o da klimamin uzerine oturdu ve biraz birbirimizi izledik..
Boylece insanin tuy derdi olmadan bir suru farkli farkli kedisi oluyor.. Oturdugum sitenin bol kedili olmasini cok seviyorum, kedileri birakip tasinmak zor olacak gibi..
Bu haftasonu bizim okulun homecoming zamaniydi. Homecoming tam olarak ne ben de bilmiyorum, ama eski mezunlar geliyorlar sehire, her yerde partiler oluyor ve de sezonun en onemli futbol maclarindan biri oluyor o haftasou. Ted'in kurufasulye gunu gibi bir sey..
Sehrin en buyuk caddesi kapatildi ve de boyle bir karnaval havasina donustu sehir. Benim en cok hosuma giden yani bu hoomecoming olayinin: cuma gunu okulun tatil olmasiydi.
Biz de sabahtan gittik izlemeye. Cesitli ogrenci gruplari, sirketler, senatorler falan gecti. Kimileri cok iyi hazirlanmisti, kimileri de cok oenmemisti - ama iste bu kucucuk sehirde bir aktivite yaratilmisti ve butun sehir iini gucunu birakip o caddenin iki yanina toplanmisti - biz dahil...
super keyifli bir web sayfasi kesfettim, daha dogrusu siniftan biri gosterdi.
www.godosomething.co.uk
bu 1968 fransadaki ogrenci olaylari konseptli bir sayfa, ama sacma sapan seyler yapabiliyorsun
nudger diye bir lik var. Ona tiklayip ingiliz aksaniyla dizdigin cumelyi okutabiliyorsun..
super bir sey, mutlaka oynamak lazim..
bir de insanlar cok komik videolar yuklemisler..
zaman geciilecek bir yer, ya da birinin dogumgununu kutlamaya calisabilirsiniz. yaziyorsunuz mesaji, birine gonderiyorsunuz ve o komik ses komik aksani ile sizin icin okuyor..
Sahane!
Aslinda cok macerali bir haftasonu degildi bu haftasonu, ne yeni bir yerlere gittik - ne de oyle farkli bir seyler yaptik.
Zaten pazar gecesine kadar da cok siradandi.. taa ki aksam yeni bir kedi benim apartman kapisinda belirmesin.
Memet ilk once onun kaplan (onceden benim mahallee takilan bir kedi - son 2 haftadir hicbiri gorunmuyor)oldugunu sandi. Ama ben bir baktim bu kaplana gore cok daha minik ve sokuldan.. Once kapinin onunde yemek verdik. Sonra iceri girdik. Arkamizda miyavliyor, iceri gelmek istiyor..
Ama bizim onceden karaoglan'dan agzimiz yanmisti, o yuzden hic iceri falan almaya niyetimiz yoktu. Fakat sonra bu kedi benim pencerenin onune geldi, miyavv.. mauu.. meauw.. falan diye bagiriyor, bir de teli tirmaliyor. Tam gitmisken ve bunu da atlattik derken, kedi bir anda yine miyavlama baslayinca dayanamayip eve aldik..
Kosa kosa geldi. Verdigim suyu sapir supur icti.. ve sonra evi gezmeye basladi.. mutfak, salon.. bana sariliyor, cok tatli falan derken yemek masasini gozune kestirdi.. Atlamaya calisiyor, ben de kiziyorum, hayir falan diyorum.. Sonra ortam bir anda gerildi.. masaya atlamaya calisti, o sirada ben orda durdugum icin geri yere dustu.
Ve de en ilginc sey tam bundan sonra oldu.. Bir anda arkasini dondu ve kapiya yoneldi - ve bana resmen, bu ne be.. ben boyle olacagini ilseydim hic gelmezdim diyen bir bakis atti ve disari cikaralim diye beklemeye basladi.. Cok gulduk kedinin bu kesin tavrina, cikardik.. arkasina bile bakmadan kosa kosa gitti.. Anlasilan o onu simartacak falan bir ev istiyormus, bendeki disiplini hic begenmedi..
Pazar gecesinin ikinci ilginc olayi bu hacivat karagoz sahnesi gibi duran sey. Aslinda bu sahne degil - benim ayakkabiligim. Onceden beri yapmayi planladigimiz birseydi, ama iste kumas secemedim, tornavida yok falan diye ertelenip duruyordu.. neyseki dun gece bitti..
Gerci bir iki ufak detay daha var halletmemiz gereken, aman onlari da sonra bir ara yapariz... :)