Ruhat Mengi yazmis 5 kasimdaki yazisinda.
sasirdim, cunku beklemiyordum boyle bir sey okumayi, hasta hasta bilgisayar ekranimin onunde uyumak uzereyken..
ask her zaman yetmiyo.. ve de bir seyler daha gerekiyo iliskiyi yurutebilmek icin.. sabir, guven, saygi, vs... olmayinca olmuyor.. uzulmeye doyuyor insan gercektende.. :) zaman geciyor, insan buyuyor, anliyor, ogreniyor.
Soyle yazmis:
"
"Bi bakmışın ben yokmuşum
Üzülmeye doymuşum
İsyanımı yola koyup
Hayatından kaybolmuşum"... (yalin)
Bir sevgilinin verdiği acı bundan daha güzel anlatılamaz ... (Küçücüğüm' ün üç ayrı remixinin olduğu albümü de dinleyin, güzel olmuş.)
Aynı sabah gazetede bilindik bir ismin "bir ayrılıp bir barıştığı" sevgilisinden tümüyle ayrıldığı yazıyordu. Bunu da duyunca eşini sevmesine rağmen onunla bir türlü mutlu ve istikrarlı bir ilişki kurmayı başaramadığı için ayrılan arkadaşımı düşündüm.
Seviyorlardı aslında birbirlerini, ayrı da olamıyorlardı ama ufacık ihmallerin, özensizliklerin yaptığı birikim, sonunda "üzülmeye doymasına" ve eşinin "hayatından kaybolmasına" neden olmuştu...
Bu kadar mı zor acaba sevdiğine özen göstermek?
Arasıra kulağına sevdiğini söylemek, onun herşeyden önemli olduğunu anlatmak?
Sevmek ve sevginin ihtiraslarla, güvensiz, tatminsiz ruhlarla birbirini tüketmek değil, yeşertmek olduğunu öğrenmek bu kadar mı zor?
Sonradan karşındakini suçlamak neyi geri getiriyor? Bilmiyorum... Bildiğim, sevgiyi sonsuz kılmayı başarabilenlerin sayısının hiç de az olmadığı..."
gecmis olsun der, acil sifalar dileriz!
(insanin kendine cicek yollamasi cok mu garip kacar :)