Perşembe, Şubat 12

Yeni dönem ve deadlinelar...

Yeni dönem başladı, derslere ben bile alışamadım daha öğrenciler ne yapsın. 2. haftamız bitiyor. Arada 1 hafta tatlimiz var, son hafta da ben Atina'ya konferansa gidiyorum falan derken 2,5 ay falan kalıyor her şeyin yetişmesi için. Neyse, her dönem her şey yetişiyor nasılsa..

Bu dönem bizim için biraz ekstra yoğun çünkü yeni ve çok daha büyük bir TUBITAK projesi hazırlıyoruz. Proje taslağı nerdeyse tamamlanmış bir halde. Bütçe, referanslar, son düzeltmeler kaldı.
Hadi hayırlısı diye yollayacağız projemizi..

Bir paperımız için de revision gelmişti. Projeyi teslim eder etmez sırada o var. Hatta altyapı çalışmaları ve ekstra okumalar yapıldı bile. Oturup yazmak ve düzeltmeleri yansıtmak kalıyor.

Benim yurtdışından bir research grant'im daha var. Onun veri toplaması tamamlandı, kodlama sırası geldi. Bir lisans öğrencim bana bu konuda yardım edecek ve onunla kodlamayı yapacağız. E tabi analizler, raporlamalar, yazmalar çizmeler kalıyor geriye..

Sonra Atina'daki konferans için yazacağımız paper var. Onun da araştırmaları ve literatürü tamam gibi - ama oturup yazmak kalıyor işte :) Deadline 9 Nisan

Şu anda yürüttüğümüz TUBITAK proje'sinin final raporu var - ve tüm paperwork.. Deadline 15 Nisan

Doçentlik için başvuracağım bu dönem - onun da başvuru süresi 15-30 Nisan arası olacak muhtemelen. Bir milyon paperwork. Şimdiden dosyamı ve gerekli evrakları hazırlamam gerek elektronik olarak.

Atina'daki konferans için sunum hazırlamak, final projelerini ve sınavlarını notlamak falan hep Mayıs başına kalıyor. Artık onları saymıyorum bile..

E insanlar soruyor - 2 yıllık evlisiniz, bebek planı yok mu diye :) Bebek planı var ama işte bu deadlinelardan bebeğe sıra gelmiyor. O kadar yoğun bir tempoya sokmuşum ki kendimi belki buraya yazarım, biraz içimi dökerim ve rahatlarım diye düşündüm.

Rahatlamak haziran'a kalıyor artık. 8-18 Haziran arası, daha çocuklar okuldayken ve Bodrum gerçekten güzelken Bodrum'a kaçacağım ve o 10 gün boyunca biraz beyin detoksu yapacağım. Kitap okurum, yüzerim, yürüyüşler yaparım, bol bol balık yerim.. Ah ahhh. Hele de her yerin karla kaplı olduğu bol çamurlu gri Ankara gecesinden bunları yazarken o kadar uzak geliyor ki bu planlar..

Ah 8 haziran, hadi gel artık gel...


Hiç yorum yok: