Çarşamba, Mart 28

Help! by Ariane Mnouchkine

Help !

(Theatre)* Life, come to my rescue !
I am asleep. Wake me
I am lost in the dark, guide me, at least towards a candle

I am lazy, shame me
I am tired, raise me up
I am indifferent, strike me
I remain indifferent, beat me up
I am afraid, encourage me
I am ignorant, teach me
I am monstrous, make me human
I am pretentious, make me die of laughter
I am cynical, take me down a peg
I am foolish, transform me
I am wicked, punish me.
I am dominating and cruel, fight against me
I am pedantic, make fun of me
I am vulgar, elevate me
I am mute, untie my tongue
I no longer dream, call me a coward or a fool
I have forgotten, throw Memory in my face
I feel old and stale, make the Child in me leap up

I am heavy, give me Music
I am sad, bring me Joy
I am deaf, make Pain shriek like a storm
I am agitated, let Wisdom rise within me
I am weak, kindle Friendship
I am blind, summon all the Lights
I am dominated by Ugliness, bring in conquering Beauty
I have been recruited by Hatred, unleash all the forces of Love.


* Theater'ı life ile değiştirdim, hayat da bir tür tiyatro zaten...

Cuma, Mart 23

Tarot falima baktırdım..

Çok acayip şeyler çıktı.

Şimdi yapmam gereken falda çıkan şeyleri gerçekleştirmek!

Salı, Mart 20

hayat bazen insanı öyle bir affallatıyor, öyle bir ortada bırakıyor ki..

su içmeyi bile unutuyorsun. Hatta nefes almayı. Hatta o anda yaşadığını bile unutuyorsun.. Kalbin duracak gibi oluyor, ağzından fırlayacak gibi oluyor.. Ne hissettiğini bile anlayamıyorsun..

İşte insan bence böyle anlar için yaşıyor.. Böyle anlarda yaşadığını hissediyor.. Yoksa her gün maydanoz gibi yaşayıp gidiyoruz... Günler geçiyor, zaman geçiyor.. Kitaplar okuyorsun, filmer izliyorsun, yemekler yiyorsun, arkadaşlarınla görüşüyorsun, alışverişe gidip eve peynir, süt, yumurta, şeftali suyu, donuk pizza, patates ve soğan alıyorsun, kıyafetleri kurutemizlemeye bırakıyorsun, kıyafetleri kurtemizlemeden alıyorsun, eve temizliğe gelen hanıma bırakmak için para bozduruyorsun.. Falan yapıyorsun, filan yapıyorsun..

Ama işte bazen öyle bir şey oluyor ki, kalakalıyorsun, süt müt aklına gelmiyor. maydanoz değilmişim diyorsun.

Şükrediyorsun.

Bodrum güncesi

Bodrum'da o kadar hızlı geçti ki günler her gece yorgunluktan baygın bir şekilde uyuyordum.. Evin boya rengiydi, bahçe bitkileriydi, perdeleriydi, beyaz eşyalarıydı, dekorasyonuydu, eşyalarıydı falandı filandı derken kafası kesilmiş tavuklar gibi etrafa saldırıyor haldeydik..

İlk iki gün soğuk ve rüzgarlıydı ama 3. gün inanılmaz güzel bir yaz havası yaşattı bize bodrum. Öyle ki hiç dönmek istemedim.. Mayıs sonunda bir daha gideceğiz inşallah - bu sefer tam olarak her şey halledilecek ve ev yaşanacak hale gelmiş olacakdiye umuyoruz.. Sonra da ara sıra yaz kaçamakları yapmayı düşünüyorum!!

Perşembe, Mart 15

10 dakikaya işten çıkacağım...

Sonra havaalanı, sonra uçak, sonra bodrum, sonra otel.. Güzel bir uyku ve sabaha da güneşli bir günde Bodrum'da hem ev alışverişi - hem de aile saadeti. Ankara'nın bu seneki buzul çağı vari kışından sonra kendimi o güneşe bırakmak nasıl da iyi gelecek, nasıl da kemiklerim ısınacak..

Ay 10 dakika bile ekleyemeyeceğim desem kimse bana inanır mı?!

Çarşamba, Mart 7

Mart ayına giriş yapmış bulunuyoruz..



Normalde sevimli ankaramzda Mart kapıdan bakdırır, kazma kürek yaktırır yaklaşımı popülerdir ancak havalar (maşallah, nazar değmesin) son 7 gündür iyi gidiyor. Hatta bahar geldi diyesim bile geliyor! 3 Aralıktan beri her yer kar - inşallah hepsi eriyecek!!!

Cumartesi ve Pazar İstanbuldayız. Haftaya da kısacık bir bodrum kaçamağı ailecek.. Mayıs sonu haziran başı 1 haftalık Rusya, beyaz gecelerde orada olacağız gibi.. Ay yazı düşündükçe ağzımın suları akıyor birazcık - hadi havalar - en azından şu kalın paltolarımızdan kurtulalım yahu!

Pasta sevgili arkadaşım Zeyno'nun biricik oğlu Kerem'in 1. yaş pastası. Hep birlikte yapıp süsledik - bilmem belli oluyor mu? :)