Cuma, Ekim 28

...

ya bir gunde kis gelir mi?.. ne oldu anlayamadan, ceket ve kazaklarla dolasmaya basladik..
onceki yazim yuzunden nazar degdi herhalde, cok sansliyiz burda yasadigimi icin demistim, yazmamak lazimmis :)

burdan ilgililere mesaj yolluyorum: su ramazan bir gecse de hepimiz bi rahatlasak..
yani boyle insanlar sinirli oluyo, dogru dusunemiyo.. olmuyor yani..
az kaldi, sikalim disimizi.
sinirlenmeyelim, onlara uyamayalim.

Salı, Ekim 25

oda




Bir de soyle bi odam olsa.. hayat ne kadar daha zevkli,
tez yazmak da ne acayip eglenceli bir hale donusebilirdi..

napalim....

jim mus delirecek !!



Bu Jim mus degil, ve de ben onun ustune tanimam aslinda ama, bunu gorunce dayanamadim..
insanin baktikca bakasi geliyo..
Oguz suna bak.. :)

Pazartesi, Ekim 24

Wilma

Wilma geldi, gecti - bir suru eziyet ve hasar yaratti baska yerlerde, ama burada pek hissedilmedi. benim icin hala Fred Cakmaktasin karisi, baska bir connotation yaratmiyo.. Gerci sabah cok soguktu hava, ceket giyme havasiydi - puslu gunlerin baslangici.. galiba ekim sonunda sonbahar geliyo Gville'e diyebilriz.
oyle iste, gunler geciyo
yapraklar ucuyo
hayat ayni :)

Perşembe, Ekim 20

ev saatleri

okuldan cikip, isleri bitirmis olup, karnin tok - televizyonun karsisinda uyuklamak gibisi var midir??

Salı, Ekim 18

degisiklik

havalar burda bile soguyor yavas yavas.. kimbilir turkiye'de simdi nasildir.. bir arkadasiin cekilmis resimlerini gordum, ankara'da, yerlerde hep dokulmus yapraklar..
Sonbahari cok sevmiyorum ben, ama ankara'da guzel olur sonbahar.
cok guzel fotograf cekilir.

zaman hizla geciyo, kis gelmek uzere nerdeyse, donemin bitmesine az kaldi, sonra yani donem, sonra okul bitecek, sonra geri donus, yeni hayat.. cok is var yapacak, bitirecek.
bir ev kapanacak, yenisi acilacak..
hayatim degisecek.. ve heyecanla bekliyorum..

su anda sadece izleyici gibiyim hayatima, yaprak gibi ruzgar nereye uflerse oraya simdilik.. ama az kaldi..
20 yillik egitim hayatim yakinda son bulacak, and i can't wait !!!

Cumartesi, Ekim 8

O siir...

'One Art'

The art of losing isn't hard to master;
so many things seem filled with the intent
to be lost that their loss is no disaster.

Lose something every day. Accept the fluster
of lost door keys, the hour badly spent.
The art of losing isn't hard to master.

Then practice losing farther, losing faster:
places, and names, and where it was you meant
to travel. None of these will bring disaster.

I lost my mother's watch. And look! my last, or
next-to-last, of three loved houses went.
The art of losing isn't hard to master.

I lost two cities, lovely ones. And, vaster,
some realms I owned, two rivers, a continent.
I miss them, but it wasn't a disaster.

---Even losing you (the joking voice, a gesture
I love) I shan't have lied. It's evident
the art of losing's not too hard to master
though it may look like (Write it!) like disaster.

-- Elizabeth Bishop

in her shoes

cok guzel film..
tavsiye ederim..

Salı, Ekim 4

ders sers sersem..

aklim bulandi..
konus, kosustur, oku, yaz,
konus, kosustur, yaz..

oku oku oku
yaz yaz yaz
butun gunum boyle gecti

ay yeter artik!!!

Cumartesi, Ekim 1

sinir.. sin.. si.. di.. mis...

boyle o kadar cok sinirleniyorum ki bazen, sinirim icime tas gibi oturuyo..
sonra bu kadar sinirlenmeme kiziyorum, kendi halime kiziyorum.
ne gerek var, bosver gitsin, neden umursuyosun - zaten olmayacagini biliyosun..

sinir yok oluyo
umursamazliga - indifference'a donusuyo..
and that is worse than hate.

but some people never know..

nevermore ;)